Bu yıl transfer dönemine erken ve hızlı bir giriş yapan Beşiktaş, ilerleyen zaman zarfında duruldu ve geçmiş senelerdeki bilindik görüntüsüne yaklaştı. Bunun doğal bir sonucu olarak siyah-beyazlılar, ligin ilk maçında Vodafone Park zeminine eksiklikleri tam anlamıyla giderilememiş bir kadro ile çıktılar. Geçen sezon ligde ve bu yıl hazırlık döneminde bolca üçlü savunma varyasyonları üzerine denemeler yapan Valerien Ismael, sistemin işlemediğini görerek dörtlü savunmaya döndüğünde (Sampdoria karşılaşması) takımın defolarını daha etkin bir şekilde kapatabildiğini görmüştük. Kayserispor karşılaşması sistemsel işlerliğin görülmesi açısından da önemli bir karşılaşma idi.
Beşiktaş, yoğun seyirci desteği altında maça oldukça hareketli ve baskılı başladı. 4-3-3 sisteminde sahaya yayılan siyah-beyazlılarda, gerek defans gerekse de orta alanın top tekniği yüksek oyunculardan oluşmuş olması, topun hakimi olabileceklerine dair bir ipucuydu. Zaten Kayserispor da maç başı yaptığı şok baskılardan sonuç alamayınca, rakibini ikinci bölgede karşılaşmayı seçti. Burada ilginç olan Beşiktaş’ın da zaman zaman Weghorst dışında sahasına yerleşerek beklemesiydi. Bu durum Hollandalının isyanına dahi yol açtı. Bu noktada şu tespiti yapmak gerekiyor. Top tekniği yüksek orta alan üçlüsü; maça başlayan haliyle (Salih, Gedson, Kartal) sertlik anlamında lig standardlarına göre oldukça yumuşak kaldı. Bu bölgenin mutlak anlamda takviye edilmesi gerekiyor. Josef’in döneceğini varsayarsak; Josef 6’ya, Gedson 8’e yerleşir. Diğer 8 için siyah-beyazlılar savaşçı özelliklere de sahip olan bir isim mi bulacak yoksa Salih mi formayı alacak şimdilik belirsiz. Tabi mevcut yerli kuralına göre başka nasıl bir çözüm bulunabilir, Beşiktaş yönetiminin başını en çok ağrıtan soru sanırım bu. Realist bir bakış açısıyla Atiba’nın artık olmayacağını görerek, Beşiktaş’ta Josef’in an itibariyle alternatifsiz olduğunu kabul etmeliyiz.
İkinci devrede takım boyu kısalınca, Kayserispor’un üzerindeki baskı arttı. Bu da sarı-kırmızılıların, sahada 10 kişi kalmalarına yol açtı. Bu noktada Valerien Ismael’in çift santrfora dönmesi, kendisi açısından pozitif bir dokunuştu. Neticede Beşiktaş, bilhassa ikinci yarıdaki oyunuyla zorlaya zorlaya da olsa kendisine galibiyeti getiren golü Ghezzal ile buldu ve lige üç puanla başladı. Siyah-beyazlıları maç sonrası konuşulduğu kadar kötü bulduğumu söyleyemem. Bir iki dokunuşla Beşiktaş şampiyonluk yarışının iddialı isimleri arasına adını yazdırır. Üst düzey bir sağ stoper, orta alana kaliteli bir takviye ile işler çok değişebilir. Siyah-beyazlı ekip Josef’in yokluğunda üç 8 ile 4-3-3 oynadı, bence bu da takım yerleşimini epey bozdu. Ayrıca ileriye dönük bir projeksiyon yaparken; Saiss, Masuaku, Gedson, Kartal, Muleka, Weghorst gibi ilk kez bir arada resmi maça çıkan oyuncuların aralarındaki uyumsuzluğun zamanla azalacağını da hesaba katmalıyız. Şu an top teknik heyet ve futbolculardan öte yönetimde. Ahmet Nur Çebi ve ekibi için iş bitirici olma zamanı.