Beşiktaş, yeni transferi Nathan Redmond’a bugün kavuşuyor. Özellikle Southampton döneminde izlediğim ve beğendiğim bir isim olan Redmond kimdir, Beşiktaş’a nasıl katkı verebilir? Bunlara değineceğim.
Beşiktaş’ta sol kanatta Kevin N’kodou’nun alternatifsiz kalması sonucu o bölgeye takviye ihtiyacı doğdu. En son Ankaragücü maçında bir ara ön tarafta Umut Meraş’ın kullanılmak zorunda olduğu ve N’kodou’nun da kariyeri boyunca sakatlık problemleriyle uğraştığı düşünüldüğünde aciliyeti olan bir transferdi. Beşiktaş da bu açığı çok iyi bir isimle, Nathan Redmond’la kapattı.
Redmond; senelerdir Southampton’da aktif görev alan, ileri bölgede hücum yükü olan bir isim. Geçen sene dahi 20’si ilk 11 olmak üzere 27 Premier Lig maçında forma giydi. Yani gözden çıkarılmış, kariyeri afaki düşüşte olan bir isim değil Redmond. Daha da 28 yaşında.
Senelerdir sahada gördüğümde bir Beşiktaş taraftarı olarak “Keşke bizde de forma giyse.” diye iç geçirdiğim bir oyuncuydu.
Gelelim Redmond’ın oyun tarzına ve Beşiktaş’a ne gibi katkılar sunabileceğine, burada sıkça muadili N’kodou ile de karşılaştırmada bulunacağım:
Redmond 1.73 boyunda ve oldukça hızlı bir kanat oyuncusu. Southampton gibi Premier League standartlarına göre mütevazi bir takımda kontrataklarda taşıyıcı rolde de bulunmuşluğu var. Beşiktaş’ın bu sene kimi zaman hızlı şekilde atağa çıktığını düşündüğümüzde önemli bir özellik. Hücum bölgesinde de N’kodou gibi çizgiye çok yapışan bir oyuncu değil Redmond, ileride oldukça gezgin ve içe kat etme içgüdüsü var. İmza hareketi merkeze kat ederek cepheden çektiği uzaktan şutlar.
Tıpkı N’kodou gibi çok hızlı bir oyuncu Redmond, ama yine de maksimum hız potansiyeline baktığımızda N’kodou’nun ufak bir avantajı olduğunu düşünüyorum. Ancak ivmelenme konusunda N’kodou’dan bir eksiği yok Redmond’ın.
Perspektif bakımından ise N’kodou’ya karşı çok bariz bir üstünlüğü var Redmond’ın. Gözü daha açık bir oyuncu başka bir deyişle. Boşta olan arkadaşını görme yetisi yüksek, oyunu okuması daha iyi.
Pas/ara pas isabetlerinde de N’kodou’dan daha üstün olduğunu söyleyebiliriz, çoğu zaman bu paslarda şiddet dozajını ayarlayamadığına tanık olmuşuzdur N’kodou’nun. Daha genel konuşacak olursak, işin içine şut çekme becerisi ve bitiricilik mevzusunu da kattığımızda Redmond’ın daha teknik bir oyuncu olduğunu belirtmeliyim.
Patlayıcılık bakımından N’kodou kadar iyi değil Redmond, ama oyun içinde daha stabil kalabiliyor. Etkinliğini oyunun geneline yayma oranı N’kodou’dan yüksek.
Gözden kaçan önemli bir husus var, asıl orada farkını göstereceğini düşünüyorum Nathan Redmond’ın:
Herkesin malumu Beşiktaş 4-3-3 dizilimiyle çıkıyor sahaya. Ortadaki üçlünün solunda Dele Alli, ileri üçlünün solunda ise Kevin N’kodou var. Yani bu iki oyuncu yakın oynuyor çokça. Ancak her ne kadar uzun zamandır arkadaş olarak uyum içinde bir ilişkileri olsa da bu uyumu saha içinde şu ana kadar hiç yakalayamadılar. Tabi burada hocanın sistemi gereği Dele Alli’nin Tottenham’dan alışkın olduğu oyun serbestisinin ona verilmemesi bir etken olsa da yukarıda bahsettiğim gibi N’kodou’nun oyun perspektifinin eksik olması bence bu durumun en büyük sebebi. Son maçlarda N’kodou topu alıp içeriye ilerlerken yanındaki boş olan Alli’yi görmediği o kadar fazla pozisyon var ki. Topla buluşması az olunca, beklediği topları alamayınca haliyle Dele Alli de ligde beklenen performansa ulaşamadı.
İşte bu noktada Redmond gibi bir isimle oynarsa Dele Alli’nin de kendini bulabilmesi oldukça muhtemel. Hem Redmond’ın daha çok içeriye kat etmesi, merkeze yanaşması sonucu yapacakları alış-verişleri hem de oyun perspektifi Dele Alli’yi de yükseltecek ve oyunun içine sokacaktır.
Dar alanda slalom yapma becerisi de üst düzey olan Redmond, penaltı kazanmaya çok müsait bir isim. 1-0 oyununu harika oynayabilecek bir oyuncu Redmond, farkı arttırma ve maçın fişini çekme konusunda takıma çok yardımcı olacaktır.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Nathan Redmond’ın takıma alışır alışmaz yakın zamanda ilk 11’de kullanılmaya başlanacağını tahmin ediyorum. Kamuoyunda N’kodou’ya yedek olarak alındığı düşünülse de şahsi fikrim bu. N’kodou’nun ikinci yarılarda genelde oyundan düşmesi de bu düşüncemi besleyen unsurlardan biri.