Biz snookerseverlerin Dünya Şampiyonası finalinden sonraki uzun bekleyişi nihayet son buldu ve
sezon arası sonrası ilk büyük sıralama turnuvası European Masters ile snooker hasretimiz dinmiş
oldu. Barry Hawkins’in mutlu sonuyla nihayete eren turnuva bize sezon başı olmasına karşın kaliteli
maçlar ve performanslar izletti.
Nürnberg’in ev sahipliği yaptığı turnuva, bize sporcuların uzun arayı nasıl değerlendirdiği konusunda
doneler vermesi bakımından hayli önemliydi. Ronnie’nin turnuva öncesi organizasyondan çekilme
kararı alması tatları biraz kaçırsa da tatmin edici bir turnuva sayılırdı.
Turnuvanın olumsuz manadaki sürprizleri Neil Robertson ve Mark Allen’ın erken elenmeleri oldu
kuşkusuz. Mark Allen’ın elenmesinden çok 5-0’lık skorla whitewash yemesi şaşırtıcıydı. Nihayetinde
karşısındaki isim hayli yetenekli olan Taylandlı Tepchaiya Un-Nooh. Ama geçen sezonun açık ara en
formda isminden bu pek beklenemezdi, Allen gerçekten hiç iç açıcı bir görüntü vermedi. Neil ise
muhteşem geçen 2021 senesi ve o dönemden 2022 Dünya Şampiyonası’na kadar sergilediği
performansa yaklaşık 1 senedir yaklaşamadı bile. Düşüşü kaldığı yerden devam ediyor Avustralyalı
ismin, maç esnasındaki jest-mimikleri de iç açıcı değil. Üstünde ölü toprağı var Neil’ın. O da Çinli genç
yetenek Wu Yize’ye elendi.
Kyren Wilson sezona sağlam giriş yapan isimlerden biri. John Higgins’e elense de oyunu ve diğer
maçlarda aldığı skorlar ile gayet iyi görüntü verdi Kyren. Fakat bahsetmeden geçmemek lazım, artık
snooker camiası Kyren’dan çıtayı bir üst noktaya taşımasını bekliyor. Oyunun tüm departmanlarında
hayli yeterli olmasına rağmen “oyununu sivriltme ve domine etme” kısmında hâlâ sıkıntılı Kyren. Öte
yandan artık 31 yaşına geldi ve büyük maçlarda da oyunu dikte edebilen Kyren’ı görmeyi hepimiz
arzuluyoruz. Bu sezon onun için bu eşiği atlamak için bir fırsat olabilir. Nitekim iyi de girdi sezona.
Shaun Murphy de fena bir izlenim vermiyor geçen sene ve bu senenin başı itibariyle. Şahsen ondan
en az 1 sıralama turnuvası şampiyonluğu bekliyorum bu sezon. Hatta belki de bir Üçlü Taç Turnuvası
şampiyonluğu. Kendisi de sezon öncesi tahminlerde kendisinin Dünya Şampiyonu olacağını
düşündüğünü belirtti 2024 için. Bu özgüvene sahip olması dahi değerli.
Mark Selby 2021’deki Dünya Şampiyonluğu sonrası geçirdiği psikolojik sorunlar sonucu yaşadığı fetret
devrini saygı duyulası şekilde atlatıp geçtiğimiz sezon Dünya Şampiyonası finali oynamıştı. Bu sezon
da kaldığı yerden iyi performansına devam ediyor gibi. Ama yine de üstünden geçersek iyi olur:
Framelerde hâlâ dominant bir psikolojik baskı oluştursa da rakiplerine Mark Selby, tam manada eski
seviyesine ulaşamadı 2021 sonrası dönemde. Uzayan framelerde anlık bir sekansla geri düşüp, kendi
rölantiye aldığı oyuna kimi zaman o da fazla takılıp yapmayacağı hatalar yapabiliyor. Fakat kendisinin
bu departmanda gelmiş geçmiş belki de en iyi olduğunu belirtmek lazım yine de. Hoş eski seviyesine
tam olarak ulaşamadı desek de Dünya Şampiyonası finalinde 16-10’luk skordan geri gelip 16-15
yaparken Luca Brecel’e nasıl ecel terleri attırdığına yakından şahit olmuştuk. Ben sezonun ilerleyen
dönemlerinde eski “robotik” Selby’yi göreceğimizi düşünüyorum.
Son Dünya Şampiyonu Luca Brecel şampiyonluk kutlamalarından hâlâ çıkamamış gibi. Zorla birkaç
maçı geçtikten sonra eninde sonunda takıldı. Dünya Şampiyonası’nda kullandığı istekayı kaybetmesi
de onun için önemli bir sorun. Bu turnuvada Ronnie’nin de katılmaması öte yandan ona Dünya 1
numarası unvanına yükselme fırsatı vermişti ona fakat Luca bunu tepmiş oldu. Şu an çok iyi görüntü
vermese de onun için sezonun ilerleyen dönemlerini beklemeliyiz gibi.
Yaşlı kurt Higgins çok net ve sağlam galibiyeyler aldı gerek Kyren gerek Murphy karşısında fakat artık
yaşının da getirdiği dezavantajla henüz birkaç senedir süregelen bir “maç içi kopma” durumu var
büyük ustada. Elendiği Judd Trump maçında gördüğümüz gibi. 2022 Tur Şampiyonası finalinde Neil’a
karşı 9-4 öndeyken 10’a 9 kaybetmesi onun için gerçekten sağlam bir darbeydi ve olumsuz manada
milattı. Hele psikolojik gücü oyun tarzı haline getiren Higgins’te bunun etkisinden çıkılamadığında
oyun içi kopuşlar yaşanabiliyor. Selby ile birlikte bu oyunun en çelik sinirlere sahip olan iki
sporcusundan biri olan Higgins, bu özelliğini kaybetmeye başladı maalesef. Trump da onun
düşüşünden faydalanıp yarı finalde geri dönüş ile galibiyete ulaşmasını bildi.
Judd Trump’a gelirsek.. Artık en iyi oyununu sergilemediğinde dahi sıralama turnuvalarında final hatta
şampiyonluklar yaşayabilmesi son derece önemli olsa da kronikleşmiş maç içi düşüşleri devam ettiği
sürece bilhassa uzun ve maratonvari Dünya Şampiyonası gibi formatlarda şampiyon olması zorlaşıyor.
Chris Wakelin karşısında 4-0’dan muhteşem geri dönüşle 5-4 kazandığı bir maç var bu turnuvada ama
Wakelin kalitesinde bir oyuncuya karşı o duruma düşmemeliydi Judd. Çoğu zaman olduğu gibi
Wakelin maçının ilk 4 frame’inde de şalter kapadı. Üçlü Taç turnuvalarında bu maç içi düşüşlerin pek
affı olmuyor. Bunu Judd da defalarca deneyimledi. Bu sorunu aşarsa leblebi gibi kupa kaldıracağı
aşikar ama meşakatli bir olay bu bahsettiğimiz. Ha diyip olacak bir iş değil.
Gelelim şampiyon Barry Hawkins’e… Tek kelimeyle muhteşem, kusursuza yakın bir performansla son
derece hak edilmiş bir şampiyonluk kazandı Barry, basit hata neredeyse yapmadı diyebiliriz.
Kariyerinin 4. sıralama turnuvası şampiyonluğuna ulaştı ama onun yetenek kalibresi çok çok daha
fazlasını hak ediyor. Bu başarı onu daha büyük hedefler ve daha çok şampiyonluk için
yüreklendirebilir ve büyük özgüven verebilir.
Sona bağlayacak olursak.. Geçtiğimiz snooker sezonu aslında kayıp sezondu bir nevi. Ne Ronnie ne
Judd ne Neil ne Higgins ne de Mark Williams gibi dev isimler ön plana pek çıkmamıştı ve seyir zevki
düşük bir sezondu. Ama bu sene, daha başta olmamıza rağmen heyecan verici performanslar var
snooker arenasında. Merakla gelecek turnuvaları bekliyoruz. Geçen sezonun telafisini umarım
görürüz sporculardan.
Ozan Elçi