1. Haberler
  2. Beşiktaş
  3. Skor yeterli oyun yetersiz

Skor yeterli oyun yetersiz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

​Fırtınalı günlerden geçen Beşiktaş, Burak Yılmaz yönetiminde çıktığı ilk maçta ligin dibindeki takımlardan İstanbulspor’u mağlup etmeyi başardı. “Başardı” diyorum çünkü takımın hem mental hem de form durumu bir başka kazaya uğramaya son derece müsaitti. ​Tribünlerin sessiz protestosu altında başlayan maçta ilk dikkatimizi çeken farklılık, Burak Yılmaz’ın başta orta saha olmak üzere oyunculara tanıdığı serbestlik oldu. Öyle ki, ilk yarıda Hadziahmetovic’i iki kez soldan sıfıra inip asist yapma çabası içindeyken gördük. Keza, Chamberlain de ileri uca yakın konumlanıp “serbest oyun kurucu” pozisyonunda görev aldı. İngiliz yıldız, ikinci yarıda 4-3-3’ün merkezine geçene kadar bu görevde çerçeveyi bulmakta zorlansa da geçmiş maçlara oranla ofansif anlamda çok daha gole yakın bir görüntü verdi. Biz de geçmiş yazılarımızda bu konuya değinmiş, “Beşiktaş kadrosunda bir 10 numara yok ancak bu işi kotarmaya en yakın isim Chamberlain gibi görünüyor.” cümlesiyle fikrimizi belirtmiştik. Yine de beklenen seçim sonrası yeni Beşiktaş yönetiminin düşünmesi gereken ilk hamle, bu takıma asist özelliği ile öne çıkan bir “10 numara” takviyesi yapmak olmalı. ​Maça 2 yerli + Zaynutdinov ile başlayan siyah-beyazlı takım, karşılaşmayı 6 yerli + Zaynutdinov ile bitirdi. Aslında bu durum Beşiktaş’ın geçen sezon sonu bıraktığı yerde nasıl bir erozyon geçirdiğinin en basit ifadesi. Ahmet Nur Çebi yönetimini bugün bu noktaya getiren sonuçların ve taraftar temelindeki reaksiyonel fırtınanın altında bu işbilmezlik yatıyor. İngilizlerin meşhur atasözüdür, “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Teşbihte hata olmaz Ahmet Nur Çebi, ucuz malları ederinden pahalıya alarak ekonomi yaptığını zannetti. Bugün bu yanlışlarının bedelini Beşiktaş camiası hep birlikte ödüyor. ​İlk 45 dakika boyunca topa hükmeden siyah-beyazlı takım, Aboubakar’ın şapkadan çıkardığı bir başka tavşanla devre arasına 1-0 önde gitti. Zaten Kamerunlu golcü bu sezon şapkasında tavşan çiftliği kurmasa bugün Beşiktaş camiası şimdiki görüntüsünden çok daha karışık bir durumda, kaosla boğuşuyordu. Gol dışında çok etkin gözükmeyen Beşiktaş, üçüncü bölgeye gelene kadar iyi bir takım görüntüsü verirken, topu o noktaya getirdikten sonra amatör bir takıma dönüşüyor. Maç sonu istatistiklere göz attığımızda Beşiktaş hanesinde rakip yarı sahada %86 isabetle yapılmış, tam 443 pas görüyoruz. Bir de gollere bakalım. Salih’in pasını asiste dönüştüren Aboubakar’ın becerisi. Diğer gol Ghezzal’ın ayağından skora dönüşen penaltı. İşte çözülmesi gereken sorun tam da burada. Hücum verimliliğini sağlayacak eksik dişli tamamlanmadan siyah-beyazlıların ilk 2-3 sıra için iddialı olması pek mümkün görünmüyor. Bunun yapılabileceği en yakın zaman ise ocak transfer dönemi. Tabi o güne kadar umutlar kaf dağının ardına gizlenmezse. ​Karşılaşmanın ikinci devresi daha çok karşılıklı ataklara sahne oldu. Bu noktada İstanbulspor’un “kaybedecek bir şey kalmadı” düşüncesiyle öne çıkıp, ileride kalabalıklaşma çabası etken faktör. Cezalandırıcı olması beklenen siyah-beyazlıların golü bulamadıkları her dakika, taraftar da tribünde ecel terleri döktü. Bitiş düdüğünden geriye bakınca kazanılmış ama ligin son sıra takımlarından birine karşı zorlanılmış bir maç görüyoruz. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi mevcut şartlar altında kazanarak devam etmek her şeyden önemliydi. Bu bakımdan skor yeterli. Öte yandan oyun için aynı sözleri sarf etmek epey zor. Kalite çıtası Trabzonspor, Adana Demirspor gibi bu yıl için “baş altı” seviyeye geldiğinde bile siyah-beyazlıların nasıl zorlandıklarını gördük. Burak Yılmaz’ı emaneten göreve getirip, “Hadi bu takımın sıkıntılarını çöz” demek de akılcı ve mantıklı bir davranış olmaz. Yılmaz, bugün için oyunculara serbestlik tanımasıyla ve Ghezzal gibi, Chamberlain gibi topun değerini bilen isimleri sahada tutmasıyla doğru işler yaptı. Hatta Tayfur Bingöl hamlesi de rakip yarı alana daha kolay geçmek için düşünülmüş başarılı bir hamleydi. Ne var ki, Beşiktaş’ın yapısal problemleri teknik adam dokunuşuyla çözülemeyecek kadar karmaşık. Bahsettiğimiz sorunların çözümü için yeni bir yönetim, akılcı bir politika ve maddi kaynak gerekiyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir