Sonucu merakla beklenen Beşiktaş – Galatasaray derbisinde gülen taraf 1-0’lık skorla Galatasaray oldu. Henüz maçın 2.dakikasında Al Musrati kornerden gelen topta kendi kalesine golü atmasa yine aynı maçı izler miydik bilinmez ama karşılaşmanın genelinde iyi futbol izlediğimizden söz etmek pek mümkün değil. Maça adeta 1-0 önde başlayınca Galatasaray neredeyse maçın tamamını rölantide geçirdi. Beşiktaş ise hücum girişimlerinden pek sonuç alamadı. 101 dakika oynanan maçta; tempoyu ayarlayan daha doğrusu düşüren hep Galatasaray tarafıydı çünkü Beşiktaş’ın tempoyu yükseltecek meziyetleri yoktu. Bu vasıf Beşiktaş’ta dün de yoktu, bugün de yok. Sezon başından beri bu durum böyle devam edip gidiyor. Siyah-beyazlılar, ilk golü attıkları maçlarda rakibin risk almasından faydalanıp üçüncü bölge boşluklarını bulabiliyorlar ama bu akşam olduğu gibi geriye düştüklerinde körlemesine atak yapmanın ötesine geçemiyorlar. Her şeyden önce tempoyu yükseltmek için süratli, isabetli ve dikine oynamak ve bunu takım halinde yapabilmek gerekiyor. Sahaya çıkan Beşiktaş takımına baktığınızda savunmada Onur, Colley, Necip önlerindeki ikiliden Amartey, soldaki Cenk veya dönem dönem Semih bu meziyetleri tam anlamıyla taşımıyorlar. Hatta zaman zaman Al Musrati’nin de baskı altında bocaladığını gördük. Bir de elde kalanlara bakalım. Masuaku kötü bir maç oynadı. Bilhassa oyunun hücum tarafında. Rashica, tempolu ve istekliydi ama o da bariz tercih hataları yaparak bir çok akının başlamadan yok olmasına neden oldu. Geriye Muci kalıyor ki, top alabildiği anlarda Beşiktaş adına sahada en iyi performansı veren oyuncuydu diyebiliriz. “Bir çiçekle bahar gelmez” kabilinden onun iyi oyunu da pek bir işe yaramadı.
Neredeyse tamamı Beşiktaş’ın skordaki geri düşüşü ile oynanan ve 100 dakikayı aşan bir maçta topla oynama oranlarına baktığımızda %52’ye 48 Galatasaray üstünlüğü görüyoruz. Oysa maçta etkili olması ve topa sahip olması beklenen takım skor gereği Beşiktaş idi. Her zaman vurguladığımız gibi ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, sahadaki oyuncu grubu topu değerini bilerek oynama konusunda çok yetersiz. Topu zor kazanıp, kolay ve basit şekilde kaybediyorlar. Siyah-beyazlı takım devre arası transfer döneminde paraya kıyıp iki oyuncu aldı ve bunların faydasını da görüyor ama hepimizin kabul ettiği gibi futbol bir takım oyunu. Yedeklerle birlikte derbide 29 oyuncu foma giydi. Bu 29 oyuncu içinde topla en çok buluşan Al Musrati. (84 kez) Libyalı oyuncu aynı zamanda sahada en fazla isabetli pas atan oyuncu (56/67). Yüzde bakımından da ilk üç oyuncu içerisinde (%84) Öte yandan 29 oyuncu içinde sahada en fazla adam geçen (4 kez) ve rakip kaleye en fazla şut deneyen futbolcu da (4 kez) Ernest Muci. Nereye varmak istiyorum açıklayayım. Beşiktaş takımı sezon başı ve ligin ilk yarısı itibariyle o kadar kötü kurulmuş bir kadroydu ki, iki transferle taşların yerine oturması mümkün değildi. Galatasaray gibi ciddi bir rakibe karşı bunu çarpıcı bir şekilde gördük. Hasan Arat yönetiminin devre arası başlattıkları bu vizyonel hamleleri yaz transfer döneminde sürdürmesi şart. Musrati, Muci gibi oyuncu profilleri bu akımın nüvesini oluşturmadan, başka bir deyişle kadroda çoğunluğu sağlamadan Beşiktaş’ın özlenen Beşiktaş olmasına imkan yok.
Hakem kararlarına ilişkin Beşiktaş penceresinden bakınca vurgulanacak pozisyon elbette Cenk’in ceza sahası içinde formasından çekilerek düşürüldüğü pozisyon. Burada Cenk’in abartılı bir düşüşü var doğrudur ama penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan Icardi pozisyonunu 3 dakika inceleyen VAR başındaki Koray Gençerler, bu pozisyonu nasıl olduysa 10 saniyede hükme bağladı. Görüntülerde Cenk’in forması uzamasına rağmen.
Son sözü Beşiktaş tribünleri için söyleyelim. Bugün Beşiktaş tribünlerine gelenlerin mağlubiyete kızmaya, serzenişte bulunmaya hiç hakkı yok çünkü tribünlerde sahadaki takımdan daha kötüydüler. Nerede eski Beşiktaş tribünü, nerede bu akşam sus pus oturup sahaya bir şeyler fırlatmayı rakibi baskı altına almak zanneden aklı evveller. Maç başında gök gürültüsü misali bir tezahürat, 2.dakikada gelen gol ve sonrasında tıp oynayan Beşiktaş tribünleri. Çuvaldızı takıma, hocaya, yönetime batırırken kendilerini de bir iğneleyiversinler.