diyagonal.net yazarı Ahmet Furkan Ünal, haftanın en fazla tartışılan mücadelesi olan Galatasaray – Trabzonspor karşılaşmasını değerlendirdi.
ASLAN 3 ATTI 3 ALDI!
Tüm Galatasaray camiası adına duygusal olan bu günde Terim’in öğrencileri müthiş bir istek, arzu ve iştahla başladı. Tam da Terim’in istediği gibi önde basan ve topa sahip olan Galatasaray erken golü de buldu. İlk yarıyı yüzde 71 gibi ilginç ve farklı bir topa sahip olma yüzdesiyle bitirdi. Burada şüphesiz en büyük pay Belhanda ve N’diaye gibi topa basan ve topa sahip olan topla oynamayı seven oyuncular sayesinde oldu. Zaman zaman çok komplike gelen Trabzonspor atakları karşısında takım olarak çaresiz kalsa da Luyindama ve Marcao’nun bireysel performansları ve yerinde müdahaleleriyle taraftarın gözünü doldurdu ve alkışı kaptı.
Özellikle ilk 15 dakika ve ilk yarıda oynadığı futbolla, Galatasaray şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunun mesajını verdi.
ÖNCE GOL SONRA TAKLA
Kendini modern on numara olarak tanımlayan belhanda bugün belkide kendi tanımına en uygun futbolu oynadı; koşan, topa basan takımı adına en istekli görünen ve oyunun genelinde topu doğru kullanan belhanda, alışılmışın dışında uzaktan şutla kaleyi de yokladı taraftarların ‘’Şut atamayan 10 numara mı olur? ‘’ sözlerine biri ceza sahası dışından biri de ceza sahasına girerken attığı gollerle cevap vermiş oldu ve uzun bir aradan sonra taklasını attı.
NEREYE KADAR BÖYLE!!
Milyonlarca euro harcanıp ülkemize getirilen bu sistemi hakemlerimiz ya kullanmayı bilmiyor ya da varlığından haberleri yok. Onyekuru’nun pozisyonunda VAR’a gideceksin o pozisyon için gitmiyorsan zaten bu sistemin getirilmesinin bir amacı yok. Hakemlerimiz bunu ne zaman öğrenecekler yada öğrenebilecekler mi? Ha birde şöyle bir şey var gidiyorsun izliyorsun göremiyorsun o zaman art niyet aranır, penaltı hakemin kriterine göre değişmemeli bu kadar net görüldüğünde. Vasat altı bir performans.
TATMİN ETMEDİ!
Taraftarın büyük ümit bağladığı Diagne ilk maçında bekleneni veremedi. İlk dakikalarda çok net gol pozisyonundan yararlanamayan Diagne, saçma bir el pozisyonuyla bize Maradona ve Anelka’yı hatırlatsa da sarı kartını da yedi. Oyunun genelinde takıma ve oynanan futbola adapte olamayan Diagne ilk maçında istenen performansı veremedi. Ayrıca 46. dakikada rakibine arkadan yaptığı hareketle ikinci sarıdan atılması gerekirdi ki Ümit Öztürk bu pozisyonu da kaçırdı.
HALA AKLIMIZ SAHADA!!!
Statta 40.000-50.000 kişi marşımızı haykıra haykıra okuyor, hala daha aklımız sahadaki 11 kişide, çok değil 3 hafta önce gönderdi bu takım akademisinden çıkardığı Ozan Kabak’ı 11 milyon euro bedelle…
Bizim son zamanlarda atletizmde madalyalarımızı getiren, bizi gurura boğan şanlı bayrağımızı dalgalandıran Yasmani Capello ve Ramil Guliyev İstiklal Marşı mı okuyor? Okumuyor ama bunlar bizim çocuklarımız. Biz hala sahadaki 11’deyiz bırakın top oynasınlar bizde keyifle izleyelim, bırakın.
BİR GARİP F*CK OFF HİKAYESİ!!
Fenerbahceli Soldado’nun küfür etmesinden dolayı kırmızı kart yemesi ve özür dilemesinin ardından bugün de Galatasaraylı Nagatomo, Öztürk’e aynı sözcüğü kullandı fakat; uyarılmadı bile. Küfür etmenin kararı hakemlere kaldıysa, gördüğü halde çalmayan ya da görmediği halde çalan hakemlerin bu durum işine gelir gibi… Bu duruma bir çare bulunmalı ve yaptırımı neyse ya da varsa herkese o uygulanmalı…
Ahmet Furkan Ünal / diyagonal.net