Spor Toto Süper Lig‘in 31. haftasında Galatasaray, kendi sahasında Rizespor’a 4-3 yenilerek şampiyonluk yolunda ağır bir yara aldı.
Diyagonal.net yazarı Ahmet Furkan Ünal, karşılaşmayı değerlendirdi.
ASLAN’IN ÜSTÜNE KAYNAR ÇAY DÖKÜLDÜ!
Galatasaray son 11 haftaya girdiğimiz bu kritik dönemeçten ağır yaralı çıktı. Sarı Kırmızılı ekip, biri üstünde biri altında olan iki rakibinin karşı karşıya geleceği haftayı değerlendirip şampiyonluk şansını artırmak isterken Çaykur Rizespor’a hiç beklenmedik bir mağlubiyet alarak şampiyonluk şansını oldukça zora soktu ve adeta kaynar bir demlik çayı başından aşağı dökmüş oldu. Ayrıca Terim’in öğrencilerinin geriye düştüğü maçları kazanamama serisi de devam ediyor. İstanbul temsilcisi bu maç ile birlikte bu sezon lig de geriye düştüğü 7 maçtan hiçbirini kazanamadı. Galatasaray’ın şampiyonluk şansı hala devam etse de artık sadece kendi maçlarını kazanması yetmeyecek rakiplerinin de dört gözle kazanmasını beklemek zorunda kalacak.
İkisinin de formda olduğu dönemlerde ligin en iyi stoper tandemi desek yanlış olmaz heralde. Biri son dönemlerde az bulunan, topu oyuna sokabilen ve topla arası iyi olan sol ayaklı bir stoper, diğeri rakiplerinin gördüğü zaman ‘’ben bunu nasıl geçerim’’ diye tırstığı çok iyi bir kesici. Fakat formsuz halleri işte böyle bir kritik haftada, böylesine önemli bir 3 puanı rakibe hediye ediyor. Sakatlığının ardından zaten istenilen eski Luyindama performansına ulaşamayan Kongo’lu için bugün kü performansı sezon sonundaki bitecek sözleşmesi için kritik olabilir.
İkinci defa 4-4-2 baklava oynayan Fatih terim bu kez başarılı bir oyun ortaya koyamadı. Emre Akbaba’dan bu maçta da vazgeçemedi. Attığı olağanüstü gol dışında, baklavanın en önünde olmasına rağmen ne yarattığı bir pozisyon ne de attığı olumlu bir pas vardı. Bunların üstüne top ezmesi de cabası. Ben tecrübeli hocanın çift forvet oynamak istediğini değil buna kendini mecbur hissettiğini düşünüyorum. Sarı Kırmızılı formayla sahaya ayak basar basmaz gol atmaya başlayan Mostafa’yı kesmesi zaten imkansızken bir de üstüne Mostafa’nın yokluğunda sakatlıktan döner dönmez Sivas’ta resital yapan Falcao’yu yedek oturtmak imkansız üstüne imkansız hale geldi. Falcao yedek olduğu taktirde basının yazacağı ‘’ şu kadar para verilen dünya yıldızı yedek oturuyor’’ manşetlerini görebiliyorum. Ayrıca Falcao’da demeyecek mi ‘’Hocam attığım golü görmedin mi? Ben nasıl yedeğim’’ diye. İşte bu yüzden Hoca 2li forvet oynamaya mecbur kaldı. Bunun da bazı bedelleri var, bu maç o bedel ödenmiş oldu. Geçen hafta demiştim ilk oyuna rağmen hiçte fena olmayan bir baklava oyunu fakat bu oyunu oynarken defansif orta saha ve stoper tandeminizin çok formda olması gerekir. Çünkü arkada bırakılan boşluklar çok fazla, bir takım değerlendiremese diğeri mutlaka değerlendirir. Çaykur Rizespor’da tamamen oyuncuların bu formsuzluğunu ve arkadaki boşlukları değerlendirdi ve sonuca gitti. Fatih Hoca bu sistemde oynamaya devam edecekse stoperlerin asla ve asla bu kadar hata yapma şansı yok. Ve yine bu oyun ile devam edilecekse defansif ortasahanın önündeki kreatif oyuncuların daha fazla sorumluluk alıp forvetleri topla buluşturmaları gerekir. Mostafa iki maçtır etkisi neredeyse sıfır. Bu sistemde gol yeme oranın artarken, çift forveti bekler ve yaratıcı oyunlarla besleyerek mutlaka gol atma oranını da arttırman gerekir ki yediğinden daha fazla atıp kazanasın.
diyagonal.net