Spor Toto Süper Lig 40. hafta mücadelesinde Galatasaray, ile Beşiktaş karşı karşıya geldi. Sarı-kırmızılılar, mücadeleyi 3-1’lik skorla kazandı ve rakibiyle puan farkını 3’e indirdi.
Diyagonal.net yazarı Ahmet Furkan Ünal, mücadeleyi değerlendirdi.
İşte Türkiye, işte Süper Lig.. Ne zaman ne olacağın asla belli olmadığı Türkiye Ligine tekrardan hoş geldiniz. Şampiyonluk düğümünün çözümleneceği hafta olarak girdiğimiz haftadan, şampiyonluk düğümüne bir düğüm daha atıp öyle çıkıyoruz. Galatasaray’ın maç başından sonuna üstün oyunu sonrasında alınan 3 puan ve Fenerbahçe’nin 3.lüğe düşmesi beklenirken +6’da gelen gol sonrası adeta ‘’selamünaleyküm’’ dercesine tekrardan yarışa dahil olması sonucu işler iyice sarpa sardı. Bu manzaraya bir taraftar olarak ya da bir fanatik olarak bakmanın dışında tamamen objektif olarak baktığımızda inanılmaz keyifli bir lig seyrediyoruz. Şu an her 3 takım için de kombinasyonların haddi hesabı yok.. İşte burası Türkiye Süper Ligi…
SON HAFTALAR, BÜYÜK MAÇ, BÜYÜK HOCA! VE MAYIS!
Terim, son 3 haftadır kazanan kadrodan Gedson hariç neredeyse tüm kilit oyuncuları kenara çekti. Gerekli miydi, doğru muydu diye düşünürken Gedson’un inanılmaz pasında Babel’in golü geldi. O dakikaya kadar topla biraz daha fazla oynayan taraf konuk takımdı. Erken gelen golün ardından kontrolü daha çok eline alan Sarı Kırmızılılar rakibine pek pozisyon fırsatı tanımadı. Terim’in öğrencileri özellikle Ghezzal, Töre, Larin gibi yetenekli ve maçın kaderini değiştirebilecek oyunculara iyi çalışmış. Hatta Donk’un Larin’le birlikte Beşiktaş’ın 1. Bölgesine kadar geldiğini gördük. Adam adamayı iyi oynayan, iyi alan kapatan, Gedson ve Taylan ile pas yüzdesi yüksek orta sahayı yakalayan Galatasaray, neredeyse maçın tamamını böyle götürdü. Şampiyonluk için ikinci yarı daha yırtıcı Kartal sahada görürüz diye umarken, bu sefer topa daha hakim ve maçı daha çok yönlendiren taraf Terim’in talebeleri oldu. Bek bindirmeleri ile birlikte yeteri kadar pozisyona da giren Aslanlar biraz beceriksizlik özellikle de Josef’in üstün çabasından dolayı golü bulamadı. Sergen Hoca’nın hamle şansı da kısıtlı olunca bu sefer her yorulan oyuncunun yerine giren oyuncu hücum gücünü daha da düşürdü. Bu anlamda eli çok daha güçlü olan Terim oyuna aldığı oyuncularla birlikte maçı kopardı.
CÜNEYT ÇAKIR!
Maça etki etmeyecek faul, taç gibi ufak hataları olsa da bence kararında maç yönetti. İptal edilen gol ve Var’da incelenip verilen gol doğru kararlardı. İki takıma da verilen penaltılar doğru kararlardı. Donk’un öncesi pozisyonlarına bakılarak atılması gerekir miydi? Bu bir tartışma konusu.. Fakat iş Cüneyt Hoca’nın yardımcısına gelince tam bir felaket.. Top ‘’çizgi’’ diye bağırmış olacak ki yardımcı topu çıktı olarak değerlendirdi, yoksa topun çizgi ile alakası bile yoktu!
diyagonal.net