Süper Lig’de haftanın maçında Galatasaray, deplasmanda ezeli rakibi Fenerbahçe‘yi Mostafa Mohamed‘in golüyle 1-0 mağlup etti.
Diyagonal.net yazarı Burak Arslan, mücadeleyi değerlendirdi.
Birileri geçen sene çıksa ve Galatasaray için ligde 5 haftadır, Kadıköy’de ise 5 senedir mağlubiyet yüzü görmeden bir seri yakalayacak deselerdi muhtemelen çevreler ve çehreler tarafından kahkahalar ile karşılanırdı. Bugünkü tabloya bakıldığında vaziyet tam olarak bunu gösteriyor. 20 sene boyunca Kadıköy deplasmanı korkusuyla bugünlere gelen Galatasaray, iki senedir deplasmanda Fenerbahçe’yi mağlup etmeyi başarıyor.
Çubuklu ile Parçalının 393. Randevusu bu akşam tamamlandı. Maçın ilk düdüğü ile başlayan savaş, maçın son düdüğüne kadar devam etti diyebiliriz. Topla oynamayı seven, sahanın her noktasında topu gezdiren, isteyen, arzulayan bir Galatasaray vardı. Her iki takımda mücadele etmekten kaçmazken Fenerbahçe top hakimiyetini rakibine bırakıp hızlı kanat oyuncularının etkinliğini değerlendirmeye çalıştı. İlkyarının hemen başında Muslera’nın müdahale edememesiyle çok net bir pozisyon yakalayan Samatta’nın olağanüstü yaptığı kötü vuruş belki de maç sonucuna etki eden en önemli detaydı. Bu dakikadan sonra genel itibariyle Galatasaray üstünlüğünü gördük. Son Başakşehir maçının ardından bu kez daha diri ve formda Fenerbahçe karşısında üstüne üstlük deplasmanda ilk 25 dakikada %78’e %22’lik topla oynama üstünlüğü kuran Galatasaray’ın neden dinamizmi düşük top tekniği yüksek bir orta saha kurgusunun var olduğunu gösterir nitelikteydi. İkinci yarının başlamasıyla birlikte ilk yarıda yarım kalan her şey tam olarak devam etti. Top hakimiyeti devam eden fakat ikinci ve üçüncü bölgede bloklar arası bağlantıyı kuramayan Galatasaray, Mostafa Mohamed’in ayağından nefis bir gol buldu. Öyle tahmin ediyorum ki Mısırlı golcü bir santrafordan beklenebilecek her şeyi karşıladı bu akşam. Bu andan itibaren taktiksel kurgular olduğu gibi yer değiştirdi. Top hakimiyeti Fenerbahçe’nin eline geçti ve maçın başından beri veremediği reaksiyonu en iyi şekilde verdi. Topu rakibe bırakmak yerine topu ayağında tutan ve sürekli hücumu düşünen Sarı Lacivertli ekip, başaramadı. Görev başarısız!
Geçen hafta izlediğimiz Beşiktaş- Trabzonspor maçının ilk faulü 26. Dakikada olmuştu. Bugün izlediğimiz (sözde) kıtalar arası derbide ilk yarıda toplam 26 faul oldu. Toplam 26 faul! Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Cüneyt Çakır’ın yönetimi altındaki her derbide bu var. Hakimiyet bende demek isteyen bir Cüneyt Çakır. Hocam, saha senin iki nefesinin arasında zaten biz bunu kabul ediyoruz fakat futbolun doğasında var olan sertliğe biraz müsaade etmek gerek diye düşünüyorum. Bakıldığında maçın kaderine etki edebilecek bariz bir hata olmadığı konusunda tüm futbolseverler hem fikirdir diye düşünüyorum. Velhasıl kelam daha tempolu daha seyir zevki yüksek daha net ve objektif ortamlarda nice derbiler izleyebilmek dileğiyle…
diyagonal.net