Türk basketbolunun tecrübeli koçu, yükselen değeri; başarılarıyla öne çıkan ismi: Efe Güven, Diyagonal Dergi’nin 3.yıl özel sayısına konuk oldu.
Elif Naz Özdemir: Basketbol ile ilk tanışmanız nasıl gerçekleşti? Antrenör olmaya karar vermenizdeki etkenler nelerdi?
“SÜPER LİG OYUNCUSU OLAMAYACAKSAM OYNAMAM DEMİŞTİM”
Efe Güven: Basketbolla tanışmam 10 yaşında babamın Çavuşoğlu Spor Kulübü başkanı olmasıyla başladı. İlkokul 5.sınıfta okul takımı ve kulüp takımında basketbol oynamaya başladım. Antrenörlük merakım lise dönemlerinde başladı. O dönemler çoğu kişinin de bildiği futbol menajerlik oyunlarına çok ilgi duyardım. Ordaki ilgi bir anda hevese dönüştü. Basketbol oynarken ‘‘Eğer Süper lig oyuncusu olamayacaksam oynamam.’’ demiştim. Üniversite dönemlerinde 3 sene profesyonel oyunculuk dönemimin ardından Galatasaray ile yollarımız kesişti.
Elif Naz Özdemir: Uzun yıllar altyapıda da yer almış bir koç olarak Türk basketbolunda geçmişten bugüne gördüğünüz değişimler nelerdir? Ek olarak hem Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde hem de gelişim liglerinde genç oyuncuların aldığı süreler, buldukları fırsatlar hakkındaki düşünceleriniz ne yönde?
Efe Güven: Çok ciddi derecede antrenör kalite farkı olduğunu düşünüyorum. Dönemin bir çok antrenörü gerek A Takım koçu gerekse önemli organizasyonlarda görev almaya başladı. Eski dönemlerdeki amatör ruh kendini tamamen popülariteye ve kısa yoldan kazanca döndürdü. Oyuncular ve veli profilleri gün geçtikçe değişim gösteriyor. Veliler işin içine daha çok girmeye çalışırken, antrenörlerin de maddi güçleri ve kazançları maalesef ki çok düşük seviyelerde olmakta. Takımların hedefleri ve misyonları doğrultusunda genç oyuncular hak ettikleri süreleri alabiliyorlar ama bazı takımlarda da bunu göremiyoruz. Fırsatı iyi değerlendiren birçok oyuncu var. Bu noktada senelerdir ‘‘Genç oyuncular süre alsın.’’ diye söylenen ve çoğu kimseninde uygulamadığı bir söylem var. Siz genç oyuncu oynattığınız zaman kimse size helal olsun, tebrik ederim demiyor. Maç kazanıldı mı kazanılmadı mı diye bakılıyor ve sezon sonunda koçun değerlendirilmesi maç skorlarına göre oluyor.
Elif Naz Özdemir: Hem erkek hem de kadın basketbolunda görev aldınız. Ülkemizde futbolun ardından gelen en yaygın spor olarak basketbolu örnek gösterebiliriz. Büyük, küçük demeden her yaştan insanın takip ettiği, salonları doldurduğu bir spor haline geldiğini düşünüyorum. Özellikle kadın basketbolunun gelişimi hakkında yorumunuz nedir, kadın basketbolunda sürdürülebilirliği sağlamak adına ne gibi adımlar atılabilir?
“KADIN BASKETBOLUNDA GELİŞİMİN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
Efe Güven: Bir kere erkek basketbolunda çok daha iyi organizasyona sahip birçok Süper Lig takımı ve altyapı takımları var. Oyuncu pazarı çok geniş. Kadın basketbolunda gelişimin olduğunu düşünmüyorum. Maalesef geri gidiyor. Eski dönem oyuncularının oynamak için canlarını dişlerine taktıkları dönemden oynamasam da olur yeter ki çok daha maddi kazanç sağlayayım dönemine döndü. A takımda daha kendini kanıtlamayan bir oyuncu daha fazla kazanmak adına hiç oynayamayacağı bir kulübe gidebiliyor. Ancak kadın basketbolu şu anda kadın voleybolunun gölgesinde ve cazibesi yok denecek kadar az maalesef. Avrupa’da birçok şehirde özellikle Fransa’da her maçta salonlar doludur.
SOSYAL MEDYA KULLANIMI GELİŞTİRİLMELİ
Şenlik havasında ve ilgi çekici bir organizasyon halindedir. Öncelikle kadın basketboluna ilgiyi arttırmak adına daha fazla basın yayın organları, sosyal medya kullanımı geliştirilmeli ve ligin izlenirliliği artırılmalı. Oyuncu ve antrenörlerimizin cesur olup Avrupa’yı tercih etmeleri ve rekabete yeni mücadelelere girmeleri gelişim açısından önemli. Altyapıların daha organize ve profesyonel şekilde yapılması gerekmektedir. En önemlisi ise oyuncu pazarının artması ancak bunun içinde cazibe ve ilginin gerektiğini söyleyebiliriz.
Elif Naz Özdemir: Antrenörlük kariyerinize başladığınız sarı-kırmızılı camiada 2016 yılında yardımcı antrenörlük yapmanızın ardından 2018 yılında da A Takım antrenörlüğüne başladınız. Altyapıdan A Takıma ulaştığınız bu süreci bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Efe Güven: 2006 yılında Minik takım antrenörü, Genç-Yıldız takımlar asistanlığı ile başlayan bir serüven oldu. Daha sonrasında yıllar içinde Küçük takım, Yıldız takım ve Genç takım antrenörlükleri yaptım. Birçok derece ve şampiyonluklar yanında son senelerde ise Galatasaray Gelişim Takımı projesini o dönemki altyapı sorumlusu Hasan Serbest ve idarecimiz Cansel Kirman’la beraber uygulamaya koyduk. 2017-2018 sezonunda Gelişim Takımı ile KBBL şampiyonu olarak TKBL’ye yükselme başarısı gösterdik. O dönemler A Takım’daki görevime de devam etmekteydim. Yaz aylarında ben Gelişim Takımımız için hazırlık yaparken, TKBL’ye takım kurarken dönemin genel menajeri Ömer Yalçınkaya A Takım koçluğu için hazırlık yapmamı belirtti ve böylece A Takım hikayem başladı.
Elif Naz Özdemir: 2017-2018 sezonunda Galatasaray Kadın Basketbol A Takımında Eurocup Women şampiyonluğu yaşayan ekipteydiniz. Şampiyonluk sezonuna dair aklınızda kalan birkaç anıyı ve final maçının anılarını bizlere anlatabilir misiniz?
Efe Güven: Kesinlikle unutmayacağım bir anı 10.000 kişiyi aşkın bir desteğin olduğu final maçının ilk ayağında Allie Quigley’nin sergilemiş olduğu olağanüstü performansa şahitlik etmek diyebilirim.
Elif Naz Özdemir: 3 Avrupa şampiyonluğunDa görev aldınız. (Eurocup Women 2021-2022, Euroleague Women 2020-2021, Eurocup Women 2019-2020) Sizce Avrupa sahasında genel olarak takımların istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde başarıya ulaşabilmesi için gereken etkenler nelerdir?
ÖNEMLİ OLAN ORGANİZASYON DEVAMLILIĞI
Efe Güven: Bunu özellikle Fenerbahçe ve Çukurova Basketbol son dönemlerde çok iyi bir şekilde yapıyor. Önemli olan organizasyonsal devamlılık ve tek bir hedef misyon belirlemek. Siz her sene yapboz şeklinde bir yapı kurarsanız devamlılık olmaz. Devamlılık istiyorsanız planlı, sabırlı, doğru insanlarla doğru kimyayı oluşturmanız gerekiyor. Her gelen yönetim kadrosunun bakışı farklı oluyor. Kimi oyuncu yetiştirelim, kimisi rekabetçi olalım, kimisi de başarı odaklı ama kimse devamlılık için bir plan yapmıyor. Hep gönüllerin şampiyonu olmak sadece dönemi kurtarıyor. 1 senelik başarı sonrası ertesi sene ise dibe gidiyorsunuz o zaman da devamlılık olmuyor. Devamlılık için organizasyonsal devamlılık gerekiyor. Ve en önemlisi sporu ve işi bilen bir yönetici ile birliktelik yakalanınca başarı ve devamlılık geliyor.
Elif Naz Özdemir: Işıl Alben, Tilbe Şenyürek, Meltem Yıldızhan, Sinem Ataş, Pelin Derya Bilgiç, Alperi Onar, Asena Yalçın ve milli takımımızın da formasını terleten birçok oyuncuyla çalıştınız. Geçmişe kıyasla Potanın Perileri’nde hangi gelişmeleri gözlemlediniz? Sizce bir takımda kaptanın etkisini göstermesi gereken spesifik anlar nelerdir?
KAPTANIN ETKİSİ BİR YÖNETİCİ, BİR KOÇ KADAR DEĞERLİDİR
Efe Güven: A Takım yardımcılığı yaptığım dönemlerde de çok oyuncu ile çalışma fırsatım oldu. Maçlar oynanırken kaptanları görebiliyorsunuz. Ayrıca çalışırken de farklı figürler görüyorsunuz. Kaptanın etkisi bir yönetici, bir koç kadar değerlidir. Bazen hepsinden de değerlidir. Çünkü oyuncu grubu liderin tavrına, durumuna, hareketlerine ve gösterdiği yola gider. Oyuncu grubunun lideri kaptan zor dönemlerde dümeni sizinle beraber tutar ve gemiyi kıyıya yanaştırır. Işıl bunun çok önemli bir örneği diyebilirim. Çalıştığım dönemlerde özellikle Işıl’ın boşluğunu maalesef yeteri kadar dolduramadık.
Elif Naz Özdemir: Son zamanlarda A Milli Takımımızda Elif İstanbulluoğlu, İdil Saçalır, Derin Erdoğan gibi genç oyuncuların da yer aldığını/alacağını görüyoruz. Altyapılardan gelen, hem ligde hem Avrupa sahasında süre bulan genç oyuncularla ilgili yorumlarınız nelerdir?
BURAYA SUDE YILMAZ’I DA EKLEMEK İSTİYORUM
Efe Güven: Buraya senelerdir A Takım’da ciddi süreler alan ve kendini kanıtlamış Sude Yılmaz’ı da eklemek istiyorum. Bu tarz oyuncular bu işi aşkla yapıyor. Yukarıda söylediğim amatör ruh ön planda, ‘‘Önce ben işimi yapacağım, hak edeceğim, süreyi aslanın midesinden alacağım. Sonrasında zaten hak ettiğimi kazanacağım.’’ diyen oyuncular ve unutmadan buraya Melek Uzunoğlu ve Elif Bayram’ı da sayabiliriz. Açıkcası yeni ve çok değerli bu işi gerçekten seven emek veren bir oyuncu grubu daha geliyor.
Elif Naz Özdemir: Hem milli takımda hem de Galatasaray Çağdaş Faktoring’de kaptanlık yapan bir oyuncu, sizin de yakından tanıdığınız bir isim, Işıl Alben. Geçen sezonun ardından bu sezon tekrardan sahalara döndü ve hem Eurocup Women’da hem de ligimizde katkı vermeye devam ediyor. Işıl Alben’i 3 kelimeyle tanımlayacak olsanız nasıl tanımlarsınız? Bu sezon Galatasaray Çağdaş Faktoring’in Eurocup Women ikinciliği ve ligdeki gidişatı hakkında -Nesibe Aydın serisini uzatmada 2-1 kazanarak finalde Fenerbahçe Alagöz Holding ile eşleşip yarı finalde mücadele ettiler- yorumlarınız nelerdir?
IŞIL SAHADA OLSAYDI SONUÇLAR BAMBAŞKA OLURDU
Efe Güven: Işıl’a 3 kelime yetmez. Ancak şunu söyleyebilirim ki; Işıl yokken Covid-19 sezonunda oynadığım final serisi ve geçen sezon Eurocup’ta kazandığımız ama bence Galatasaray için şampiyonluk dışında başarı sayılmayacak 3.madalyada, Işıl sahada olsaydı sonuçlar bambaşka olurdu. Ligin sona erdiği bu dönemde Fenerbahçe yoğun bir tempoda rahat bir şampiyonluk kazandı diyebiliriz.
Elif Naz Özdemir: Eurocup Women Galatasaray final oynayarak Avrupa ikincisi oldu. Aynı şekilde geçtiğimiz günlerde oynanan Final Four’da Fenerbahçe Alagöz Holding Euroleague Women şampiyonu olurken, ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi de 2.oldu. Bir röportajınızda Fenerbahçe Alagöz Holding’in Final Four’daki, süreci için ‘‘Bu sene o sene!’’ demiştiniz. Yarı finaller, final maçı ve oyuncu performansları özelinde değerlendirmeleriniz ne yönde olur?
Efe Güven: Fenerbahçe bu sezon eksik olan bütün parçalarını tamamladı ve rotasyonunu da iyi noktada tuttu. Özellikle söylediğim gibi ‘‘Bu sene o sene!’’ olduğu izlenimini zaten veriyordu. Yarı finalde Schio karşısında stres ve geçmişin verdiği gerginlik atıldı ve final maçında özellikle Breanna Stewart önderliğinde olağanüstü bir performansla şampiyon olundu. Burada Olcay Çakır Turgut’un bütün bir sezon göstermiş olduğu müthiş performansa parantez açmak gerekiyor. Emma Meseaman’ın kusursuz performansı, McBride’ın rolünü kabullenmesi ve joker olarakta Alperi’nin performansı kupayı getirdi. Marina Maljkovic’in oynattığı sistem ve antrenman yapısını kabul etmek, ona adapte olmak kolay değildir. Ancak o, bu kadar yıldıza bunu kabul ettirdi ve şampiyonluğu getirdi.
Elif Naz Özdemir: Oyuncu-antrenör iletişiminde hem sahadaki maksimum verime ulaşabilmek hem de takım bütünlüğünü sağlamak için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir sice?
İŞLER İYİ GİDERKEN HERKES İYİDİR
Efe Güven: Oyuncu karakteri ve takım kimyası çok önemlidir. Yöneticisi ve staff’ı ile tek vücut olunmalıdır. Çok fazla dikkat edilmesi gereken nokta var. Kaptan ve yardımcı antrenörler bu noktada en hassas dengedir. Bu denge sezona, içinde bulunduğunuz duruma göre değişiklik gösterir. İşler iyi giderken herkes iyidir. Ancak işler kötü gitmeye başlayınca işte orda gerçek insanları tanımaya başlıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz yanı başınızdaki kişi en tehlikeli insan ama bunu da yoldayken tanıyorsunuz. Bu noktada bencil değil takım olmanız gerekiyor. Eğer doğru insanlarla doğru takım olursanız verim artar. Adaleti sağlarsanız verim artar. Bazen duruma göre adaletli olmanız gerekiyor. Önemli olan ben değil biz olmak. Biz olduğunuzu hissettirmek ve hissetmek ama günümüz dünyasında ben odaklı bir yapı olduğundan ‘‘bizi’’ yaratmak büyük marifettir.
Elif Naz Özdemir: Maç içinde kritik bir anda, takımın morali düştüğünde motivasyonu artırma amaçlı ne gibi stratejiler kullanırsınız?
Efe Güven: Maç içerisindeki senaryo doğrultusunda zaten size motivasyona döndürebileceğiniz bir sebep muhakkak karşınıza çıkıyor. Önemli olan onu yakalayıp işlemektir. Bazen rakip oyuncunun tavrı, bazen rakip koçun hareketi, bazen taraftarlar, bazen hakemler ya da takım içi durumlar bunların hepsini hissetmek ve kullanmak çok önemlidir.
Elif Naz Özdemir: Maalesef Şubat ayında ülke tarihimizdeki en üzücü olaylardan birini yaşadık. Depremzedelere destek olmak amacıyla birçok spor organizasyonu da ortak amaçlar doğrultusunda birleşerek taraftarların da katkısıyla çok sayıda yardım topladı. Galatasaray Spor Kulübü de depremzedelere yardımda bulunmak amaçlı bir müzayede düzenledi. Müzayedeye konanların arasında A Kadın Milli Takım Başantrenörü Ekrem Memnun’un bağışladığı 2014 Euroleague şampiyonluk topu, kaptan Işıl Alben’in Euroleague şampiyonluğu formasının yanı sıra 2018 Eurocup Şampiyonluğu’nda kazanmış olduğunuz şampiyonluk madalyası da vardı. Ülkemizin geçirdiği zor dönemde bu anlamlı davranışın hikayesini öğrenebilir miyiz?
O MADALYAYI KARİYERİMDE TEKRAR KAZANACAĞIMA EMİNİM
Efe Güven: Spor dünyanın en önemli birlik ve beraberlik aracıdır. Bunu kullanabilmek ve oradaki yardıma muhtaç insanlara benim de bir faydam olsun düşüncesiyle böyle bir jest yapmak istedim. Tabii ki gönül daha fazlasını istiyor. Ancak başka bir noktada ise ben o madalyayı tekrar kariyerimde kazanacağıma eminim o yüzden de şimdilik faydası olabileceği bir durum için duvarda asılı duracağına kullanmak ve yardımcı olmak istedim.
Elif Naz Özdemir: Efe Güven’in geleceğe dair planları, hedefleri nelerdir?
BİR AVRUPA TAKIMIYLA ŞAMPİYON OLMAK EN BÜYÜK HEDEFİM
Efe Güven: En büyük hedefim Avrupa’da bir takım çalıştırmak. Avrupa’da Türkiye’yi, Türk koçunu temsil etmek istiyorum. Çünkü çok fazla ya da geçmişte denenmemiş bir şeyi yapmak istiyorum. Bir Türk koç olarak Avrupa takımıyla şampiyon olmak en büyük hedefim. Birçok yarım kalan hikayeyi tamamladıktan sonra da tadında antrenörlüğü bırakıp genel menajerlik yapmak isterim.
Kısa Sorularla Efe Güven
● En son okuduğunuz / okumakta olduğunuz kitap?
Son dönemlerde Hakan Mengüç’ün kitaplarını okuyorum. Şu anda ise ‘‘Gece Yarısı Kütüphanesi’’ isimli romanı bitirmek üzereyim.
● Hücum mu defans mı?
İyi savunma hücumdan başlar.
● Hem ligden hem de Avrupa sahasından oyunculardan oluşan bir 5 kurmanızı istesem?
Kelsey Plum
Işıl Alben
Bria Hartley
Tilbe Şenyürek
Anete Steinberga
Bu benim 5’im 😊