diyagonal.net yazarı Ertuğrul Demirbaş, 0-0 beraberlikle sonuçlanan Galatasaray – Fenerbahçe karşılaşmasını kaleme aldı.
Yine büyük beklentilerle girdiğimiz bir derbi ve yine futbol olarak hayal kırıklığı olan bir maç. Gün içinde maça gelen ya da ekrandan izleyen herkes muhtemelen maç sonunda mutsuz olmuştur. Maçın başlangıç düdüğüyle beraber aslında Fenerbahçe’nin 3. Bölgede basan ve alanları iyi kapatan bir oyununu gördük. Her ne kadar net bir pozisyon üretemese de hem maçın genelinde hem de oyunun ilk dakikalarında iyi bir saha parselizasyonu izledik Fenerbahçe’den. İleride Vedat Muriqi ile beraber önde iyi basan Fenerbahçe’yi bu sezon daha çok izleyecek gibi duruyoruz. Galatasaray ise ilk yarının ortalarına doğru Lemina’nın efektif oyunu ve etkili şutlarıyla momentumu eline almış görünse de ilk 45 dakikanın sonlarına doğru yine oyun sıkıştı ve devre böyle kapandı.
İkinci yarıya Deniz Türüç değişikliği ile başlayan sarı lacivertli ekip ise istediği kilit açan oyuncu eksikliğini Deniz’de de bulamadı. Öte yandan bugünkü derbi gerçekten derbi alışkanlığının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Emre Belözoğlu’nun saha içindeki duruşu ve tecrübesiyle Fenerbahçe mental olarak daha diri kaldı. Sarı kırmızılı ekip ise yeni kadro mühendisliğinin statiğini henüz hazırlayamamış gibi duruyordu. Bunun üstüne geçen senenin başrolleri Belhanda ve Feghouli’nin yetersiz oyunları da eklenince Galatasaray beklenenden çok uzak bir görüntü sergiledi. Bu maç özelinde konuşulması çok doğru olmasa da Cüneyt Çakır’ın da akan oyuna -ya da akmayan oyuna- pek yardımcı olduğu söylenemez. Sonuç olarak takımlar ikinci yarıda da istedikleri kreatifliği ve isteği bulamadı ve hal böyle olunca da Galatasaray-Fenerbahçe derbileri de özellikle son zamanlarda bir “Kısır Döngüye” girerek bugün temposuz bir oyunla berabere kalmış oldular.
Ertuğrul Demirbaş / diyagonal.net
