Türk basketbolunun güzelliği ve başarıyla dikkat çeken ismi: Esra Şencebe, Diyagonal Dergi’nin 2.sayısına konuk oldu.
Zeynep Tutulkan: Aktif basketbol kariyerinizi bitirdikten sonra neler hissettiniz? nasıl işlerle uğraşmaya başladınız?
Esra Şencebe: Basketbolu 2014 senesinde bıraktım. Sporcunun hayatının büyük bir bölümü sporla geçiyor, dolayısıyla spordan sonra yapılabilecek hiçbir şey sporcuyu tatmin etmiyor. Sporda kısa vadeli hedefler ve sonuçlar var. Sporu bıraktıktan sonra, modaya ilgim olduğu için ilk olarak 2014 yılında bununla ilgili bir şeyler yaptım. Daha sonra sporda ki o adrenalini aradığım için spora geri döndüm, 3,5 sene daha basketbol oynadım ve 2 sene önce basketbolu tamamen bıraktım. Şu an antrenörlük kartım var ve U-16 Milli Takım menajeri oldum.
Ömer Çayır: 2014 sezonunun sonunda basketbolu bıraktıktan sonra, 2015 sezonunda Foça Basketbol Kulübü ile basketbola geri döndünüz. Sizi buna iten şey neydi?
“Adrenalin aradığım için spora geri döndüm”
Esra Şencebe: Spor hayatım, gerçekten de profesyonel bir şekilde geçti. EuroLeauge’i kazandıktan sonra “hayatımda kazanabileceğim en büyük kupayı kazandım” demiştim. Tabi bıraktıktan sonra, kendi ilgi alanlarıma yöneldim. Mesela doktor olacak insanlar senelerce okuyorlar ve bu mesleği yıllar sonra icra etmeye başlıyorlar, ama sporculukta öyle bir şey yok, sporculukta hemen sebep sonuç ilişkisi oluyor, maçı kaybettik ya da kazandık, iyiyiz veya kötüyüz. Yani çabuk şeyler ve yüksek adrenalin var, bu hayatın hiçbir alanında yok, ben bunu deneyimledim. Dolayısıyla basketboldan uzak kalamayacağım için bu adrenalin duygusu benim spora geri dönmemi sağladı.
Zeynep Tutulkan: EuroLeague Finali’nde eski takımınıza karşı (Fenerbahçe) oynamak ve kupa kazanmak nasıl bir histi?
“Formanın hakkını vermek için elimden gelen her şeyi yaptım”
Esra Şencebe: Ben, üç büyüklerde oynamış sporculardan biriyim. Her gittiğim yerde taraftarlar ve yönetim tarafından çok sevildim. Dolayısıyla oynadığım her kulüp benim için çok özel, hep şuna dikkat ettim; şimdi ne yapıyorum, hangi formayı giyiyorum ve hangi formanın hakkını vermem gerekiyor diye düşündüm. Bu yüzden de o gün, o formayı giyiyordum ve o formanın hakkını vermek için elimden gelen her şeyi yaptım. Tabii ki EuroLeague Finali’nde iki Türk takımının oynaması inanılmaz gurur verici bir olay.
Ömer Çayır: Kariyerinizde pek çok kupa kazandınız. Bu kupalar arasında farklı hikayesi olan bir kupa bulunuyor mu?
Esra Şencebe: Avrupa kupalarında hem Euroleague hem Eurocup şampiyonluğum var. Kariyerimin en özel kupaları Avrupa şampiyonlukları, ikisinin de hikayesi çok özel. Özellikle kendi evimizde oynadığımız Eurocup’ta, kupayı kendi seyircimizin önünde kaldırdığımız maç inanılmazdı. Kısacası o maçlar benim için unutulmazdı.
Zeynep Tutulkan: Galatasaray’da 2 Avrupa Kupası şampiyonluğu yaşayan 4 kadından birisiniz. Bu durum size neler hissettiriyor?
“Kazanılmış başarılar, kolay kazanılan şeyler değil”
Esra Şencebe: Sporculuk hayatıma baktığımda kendimi hem şanslı hem de başarılı hissediyorum. Sporculuk hayatım bittikten sonra bunu çok daha iyi anlıyorum, kazanılmış başarılar kolay kazanılan şeyler değil. Tabi biz işin içindeyken daha da doğallaştırıyoruz ama işin dışına çıktıktan sonra hiçbir şeyin kolay elde edilmediğini şu an çok daha iyi anlıyorum. Türk basketbolunda ismimin geçmesi beni çok gururlandırıyor, benim için harika bir şey.