Dünyada milyonların ilgiyle takip ettiği, Şampiyonlar Ligi’nin başarılı sunucularından Eva Murati, Türkiye’den ilk kez Diyagonal E-Dergi’ye konuştu.
Ömer Çayır: Kariyerinize çok genç yaşta başladınız, bu süreci nasıl geçirdiğinizi anlatır mısınız? Bu işe genç yaşta başlamanın zorlukları nelerdir?
TÜKENMİŞ HİSSETTİĞİM ZAMANLARDI
Eva Mutati: Ne zaman çocukluğumu düşünsem; sahnede şiir, şarkı ya da dans gibi bir şeyi icra etmediğim bir anım yok. Sorun bunu yapmak istemem değildi, ama ilkti; profesyonelce yapmak ve ikinci olarak ailemi genç yaşta hem okulu hem de kariyeri sürdürebileceğime inandırmam gerekiyordu. Ailemle, eğer düz bir öğrenci olursam, tutkuma müdahale etmeyeceklerine dair bir “sözleşme” yaptım. Yani, Hanna Montana’nın dediği gibi: “İki dünyanın da en iyisi” Ben de altın bir öğrenci ve kız çocuğu olarak ve tutkumdan yola çıkarak her iki taraf için de en iyisini yapmaya çalıştım. Kolay değildi ve çok stres altında olduğum için tükenmiş hissettiğim zamanlardı. Ama bu beni daha bağımsız, daha olgun ve yaptığım işte gerçek bir profesyonel yaptı.
Ömer Çayır: Bir avukat olarak spor hukuku alanında çalışmayı hiç düşündünüz mü?
GÖZ ARDI EDEMEYECEĞİMİZ MÜKEMMEL BİR BİRLEŞİM OLURDU
Eva Murati: Dürüst olmak gerekirse, bunu hiç düşünmedim. Spor hukuku Arnavutluk’ta çok yaygın bir alan değil. Sahip olduğum akademik geçmiş ve kazandığım spor deneyimi ile, göz ardı edemeyeceğimiz mükemmel bir birleşim olurdu.
Ömer Çayır: Futbola olan ilginiz ve spor hayatınız hakkında neler söylemek istersiniz?
ŞAMPİYONLAR LİGİ’Nİ SUNMADAN ÖNCE BÜYÜK BİR HAYRAN DEĞİLDİM
Eva Murati: Çok sportif bir çocuktum, her zaman aşırı enerjiktim. Bu yüzden profesyonel olmasa da her türlü sporu yaptım, çünkü aklım ve kalbim sanata bağlıydı ve okul ile tutku arasındaki zamanı yönetmek gerçekten zordu. Futbola gelince, Şampiyonlar Ligi’ni sunmadan beş yıl önce, büyük bir hayran değildim, elbette arkadaşlarla bir araya gelmeyi ve maçları izlemeyi severdim ama daha çok bir araya gelme ve eğlenme amaçlı… Bu büyük endüstrinin ölçeğini ve oyunun arkasında olan her şeyi anlıyorum. Futbol insanların sporudur; kazanırken zaferi haykırmak ama aynı zamanda takımımız kaybettiğinde de birbirimize sarılmak. Bu harika bir deneyim…
Ömer Çayır: UEFA Şampiyonlar Ligi Törenlerindeki rolünüz hakkında neler söylemek istersiniz? Bize ilk kez katıldığınızda hissettiklerinizi anlatır mısınız?
Eva Murati: Bana ilk teklif edildiğinde biraz isteksizdim çünkü; benim için yepyeni bir dünyaydı. Ama en yakın arkadaşlarımdan biri gerçekten ısrar etti. Şampiyonlar Ligi’ni, Akademi Ödülleri, Oscar törenleri ile karşılaştırdı, böylece bunun değerini daha iyi anladım. Şimdi, UEFA Şampiyonlar Ligi Ailesi’nin bir parçası olmanın bir onur ve ayrıcalık olduğunu söyleyebilirim.
Ömer Çayır: Güzelliğinizle ön plana çıkıyorsunuz. Bu sizi rahatsız ediyor mu?
KENDİMİ HİÇ GÜZEL GÖRMEDİM!
Eva Murati: Elimden geldiğince alçak gönüllü olmaya çalışıyorum, Şampiyonlar Ligi’nin görüntüsü muazzam olsa da, her zaman ayaklarımı yere sağlam basmaya çalışıyorum. Kendimi hiç güzel görmedim, belki de ailem beni bu yönde hiç teşvik etmediğinden, sanattaki yeteneğimi veya spordaki cesaretimi her zaman alkışladılar ama görünüşümle ilgili hiçbir şey söylemediler ve bunun için mutluyum.
Elbette, medyada prezentabl bir görünüme sahip olmak önemlidir, ancak sizin gibi insanları yaratmanın bununla hiçbir ilgisi yoktur. Arnavutluk’ta insanlar neler yapabileceğimi biliyor ama yurt dışında çalışmak bir şeyleri değiştiriyor, işte bu noktada ön yargılı hissediyorum. Örneğin, İtalya’da bir talk show’a davet edildiğimde, diğer konuklar görünüşünden dolayı davet edilen ve en yakışıklı futbolcunun kim olduğunu söyleyen kızlardan biri olacağımı düşündüler ve ne zaman bir araya gelip tartışmaya başladım. Futbol gerçekliği hakkında konuştuk, onları şok ettim. Böyle şeyler beni daha da sert ve güzel bir yüzden çok daha fazlası olduğumu göstermeye kararlı kılıyor.
Ömer Çayır: Popüler sunucularda sıklıkla merak edilen şey, ünlü futbolcuların kendilerine mesaj atıp atmadığı. Ünlü futbolculardan hiç mesaj alıyor musunuz?
Eva Murati: Instagram dünyayı çok daha küçük hale getirdi. Hayran olduğum ünlü insanlarla sınıf arkadaşlarım gibi rahat ve arkadaş canlısı konuşacağımı hiç düşünmemiştim. İsim vermeyeceğim ama aklıma gelen bir şey, Chelsea futbolcularıyla Avrupa şampiyonu oldukları gün iletişim kurmaktı. Sevinçlerini ve duygularını ilk elden yaşadım.
Ömer Çayır: Desteklediğiniz bir kulüp var mı? Türk kulüplerini takip ediyor musunuz?
Eva Murati: Tabii ki Türkiye Süper Ligi de çalıştığım medya kuruluşu tarafından yayınlanıyor, bu yüzden Türk takımlarıyla yakın bir ilişkimiz var. Tercihlerimi açıklamak istemiyorum ama Türkiye’deki takımların ve taraftarların futbola duydukları heyecanı gerçekten çok seviyorum.