Liverpool, Ajax, Flamengo gibi önemli kulüplerde ‘taç antrenörlüğü’ yapan Thomas Gronnemark, ekibimizden Berkay Eren Günay’a konuştu.
Berkay Eren Günay: Bildiğim kadarıyla mesleğinde bir ilksin. Maceran nasıl başladı?
KENDİ TAÇ ATIŞI KURSUMU KURDUM
Thomas Gronnemark: Evet, işimde bir ilkim. Dünyadaki tek taç antrenörüyüm. Yaklaşık 15 yıl kendi kendime top oynadım. U19 ligine kadar yükseldim. Gerçekten çok hızlıydım ve çok iyi taç kullanırdım. Sonra atletizme gittim ve Danimarka milli atletizm takımında sprinter olarak 6 yıl geçirdim. 100, 200 ve 400 metre bayrak yarışlarında da bulundum. 2002’den 2006’ya kadar Danimarka ulusal takımındaydım. Dört yıl boyunca tüm dünyayı dolaşan yarış kızağı takımındaydım. 2004’te Box Day’in ortasında “Hey, eğer ben iyi taç kullanabiliyorsam diğer oyunculara bunu yapmayı öğretemez miyim?” diye düşündüm. Bunu yapmak için kütüphaneme inip taç atışlarıyla ilgili kitap aradım ama hiç kitap yoktu. Bu yüzden kendi taç atışı kursumu kurmak zorunda kaldım. Altı ay sonra, 2004 sonbaharında, kendime ait taç atışı kursunu kurdum. 2004 yılının Ekim ayında profesyonel bir taç antrenörü olarak işimde ilk olduğum için mutluydum. O zamandan beri hep ileriye gittim. İlk büyük atılımım 2018’de geldi ve kulüp beni doğrudan telefonla aradı. Liverpool’a taç atışları konusunda yardımcı olmam için yardım istediler. Bu, çok iyi oldu.
Berkay Eren Günay: O halde hemen Liverpool aşamasına geçmek istiyorum. Klopp’un aramasını gördüğünde ne hissettin?
DÜNYA ÇAPINDA 8-10 FARKLI KULÜPLE ÇALIŞIYORUM
Thomas Gronnemark: Tabii ki çok fantastikti. Çünkü dünyanın en büyük kulüpleriyle çalışmak hayalimdi. Bu gerçekten ama gerçekten çok güzeldi. Takımdaki herkese serbest rol veriyorum. Tüm maçları analiz ediyorum. Aynı zamanda oyuncularla sahada istediğim gibi çalışıyorum. Burada önemli bir şey söylemek istiyorum: Ben serbest çalışan bir antrenörüm. Dünya çapında 8-10 farklı kulüple çalışıyorum. Fransa’da, İtalya’da, Belçika’da, Danimarka’da, Meksika’da, İngiltere’de koçluk yapıyorum. Bir sürü farklı kulübüm var. Flamengo’yla Brezilya kupasını, Ajax’la Hollanda kupasını kazandım. Ama Liverpool’da olmak, Şampiyonlar Ligini ve Premier Ligi kazanan oyuncularla birlikte çalışmak gerçekten mükemmel. Liverpool takımının bir parçası olmak harika oldu benim için.
Berkay Eren Günay: Takıma ve İngiltere’ye uyum süreci nasıldı? Kültür, yemekler, toplum…
Thomas Gronnemark: Uyum sağlamada oldukça iyi olduğumu söyleyeceğim çünkü serbest çalışan bir koçum. Tüm dünyayı dolaşıyorum bu yüzden güçlü yanlarımdan birinin iki farklı kültüre uyum sağlamak olduğunu düşünüyorum. Gerçekten meraklı bir insanım. Ayrıca çevremdeki insanlarla iyi ilişkiler kurmaya çalışırım. Birçok insanla konuşuyorum bu yüzden benim için sorun olmadı.
Berkay Eren Günay: Başarıyı paylaşmayı seven bir dahi ile çalışıyorsun. Ben de ona bayılıyorum. Klopp’la ilgili eklemek istediğin bir şey var mı?
Thomas Gronnemark: Gerçekten muhteşem bir menajerle birlikte çalışıyorum. Olağanüstü biri, çok iyi bir dinleyici. Ayrıca çok cesur birisi. Ekibini bir güç etrafında parlaması için cesaretlendiriyor ve bilgilerini kullanmalarına izin veriyor. Bu gerçekten çok iyi. Dünya çapında birçok birinci sınıf menajer ve baş antrenörle çalışmaktan zevk alıyorum. Kendimi yenilikçi bir insan olarak görüyorum ve bunun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Bir taç antrenörü olarak böyle fark yaratabilirim.
B: Liverpoollu oyuncular daha önce hiç taç atışı antrenmanı yapmamıştı. İlk idmana yaklaşımları nasıldı?
BELKİ DE TAÇ ATIŞLARI BİZİM BAŞARIYA ULAŞMAMIZIN ANAHTARI OLABİLİR
T: Oyuncular daha önce böyle bir idman yapmadılar ama sonuçta dünyadaki tüm kulüpler için durumun böyle olduğunu söyleyebiliriz. Hiçbir kulüp ya hiç taç atışı idmanı yapmadı ya da bence yanlış olan (gülerek) yöntemlerle çok az yaptı. Ben 17-18 sezonuna gelmeden önce Premier Ligde dördüncüydüler ve Şampiyonlar Ligi Finali’nde Real Madrid’e kaybetmişlerdi, biliyorsun. İki kulvarda da zirveden sadece bir adım uzakta gibiydiler ve elbette her şeyin en iyisini yapmak istiyorlardı. Onlara ilk seansta kaybettikleri bir maçta 40 ila 50 arasında taç atışı olduğunu, çoğu takımın baskı altında kullandığı taçların yüzde ellisinden fazlasını ısrarla kaybettiğini, eğer hırslıysanız, “Hey, belki de taç atışları bizim başarıya ulaşmamızın anahtarı olabilir” diye düşünmeleri gerektiğini söyledim. Ayrıca kulüp bana taç atışlarının takımın en büyük zayıflığı olduğunu söylemişti. Sadece konsantre oyuncularla ve motive oyuncularla tanıştım. Şampiyonlar Ligini de Premier Ligi de kazandık ve elbette bu sadece taç atışları yüzünden değildi. Çok farklı şeyler vardı ama kesin olarak taç atışları olumlu bir fark yarattı.
B: Antrenmanı ne sıklıkla ve ne kadar süreyle yapıyorsunuz?
T: Kulüpten kulübe biraz farklı. Liverpool’da ilk iki sezonumda kulübü haftada beş kez ziyaret ettim. Normalde kulüplerimi üç ya da beş kez ziyaret ederim. Seyahat kısıtlamaları, koronavirüs ve sıkı program nedeniyle son iki sezonda sahalarda çok fazla koçluk yapamadım. Ama son dört sezonda Liverpool‘un tüm maçlarında yaptığı taç atışlarını analiz ettim. Kulüp fark etmeksizin, sezonluk bir sözleşme imzalarsam, her kulübü haftada üç ila beş kez ziyaret ederim. Yani dünyanın dört bir yanını geziyorum diyebilirim.
B: 51.33 metrelik taç atma rekorun var. Ama bence önemli olan sadece mesafe değil. Taç atarken dikkat ettiğiniz en önemli kriter nedir?
2019’DA DÜNYA REKORUNU KAYBETTİM
T: Birçok insan hala dünya rekorunun bende olduğunu düşünüyor. 2019’da dünya rekorunu Michael Lewis adında bir adama kaybettim. Ama aslında harikaydı. Çünkü bu rekor 2010’dan 2019’a kadar dokuz yıl boyunca bendeydi. Onu tekrar kendi dünya rekorunu kırmaya çalışması için Danimarka’ya davet ettim. Ayrıca burada bir takım için deneme sınavı almasına yardım ettim. Bunu benim YouTube kanalımda görebilirsin. Mike Lewis’in dünya rekoru neredeyse 60 metre! Yani bu, tamamen çılgınca. Youtube kanalıma bir göz atın derim.
B: Seninle ilgili sansasyonel bir istatistikten bahsedeceğim. Senden önce Liverpool’un başarılı taç atış oranı %45’ti. Senden sonra bu oran %68’e kadar çıkıyor. Takım bu departmanda Avrupa’da ikinci sıraya yükseldi. Buna sihir diyebilir miyim? Nasıl oldu?
T: Evet bu tamamen doğru. Liverpool baskı altındaki taç atışlarında kendini geliştirdi. %45.4’ten %68.4’e kadar çıktılar. Bu %23’lük bir artış demek. Evet, bu benim uzun, hızlı ve akıllı taç atışı felsefemden dolayı oldu. Kısaca anlatmak gerekirse, her şey ya pozisyonu korumak ya da atıştan sonra gol atmak için bir şans yaratmakla ilgili. Benim felsefem ve koçluğum, her şeyden önce, hassas koşu zamanlaması gibi küçük temel alıştırmalarla ilgili. Belirli spesifik şeyleri yaptığım özel enstrümanlarım var. Şeritlerim var ve sahayı kendi belirlediğim 3 teknik bölgeye bu şeritlerle ayırıyorum. Maçlardaki tüm hareketleri analiz ediyorum ki zaman zaman neleri geliştirebileceğimi görebileyim. Şunu söylemek benim için gerçekten önemli; Amerikan futbolundaki gibi bir veya iki seçeneğe sahip olduğum bir taktik tahtası üzerinde çalışmıyorum. Oyuncuların sahada yaklaşık 15-50 farklı seçeneği var. Ama bunların hepsi çok temel şeylere dayanıyor. Teoride hepsi kendi yaratıcılıklarını kullanıyorlar ve dolayısıyla sahada binlerce seçeneğe sahipler. Bu taktik tahtasından çok daha tehlikeli bence. Bu yüzden oyuncularla böyle çalışıyorum.
B: Günümüz futbolunda istatistik bilimi çok gelişti. Son birkaç yılda PPDA, şans yaratma, anahtar pas vb. gibi birçok yeni ve faydalı veriyi görmek mümkün. Ancak bazı insanlar bunları görmezden geliyor ve küçümsüyor. Elbette işine saygı duymayan insanlarla karşılaşmışsındır. Bu konudaki tavrın nedir?
HER ZAMAN, İŞİME SAYGI DUYMAYAN BİRKAÇ KİŞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
T: Gerçekten iyi bir soru. Bu benim için gerçekten büyük bir avantaj. Dediğin gibi futbolda artık çok fazla veri var. Bu yüzden koçluğumun işe yaradığını kanıtlamak çok daha kolay. Elbette kullanabileceğiniz iyi veriler de var. Ama taç atışı için yararlı olmayan bir sürü kötü veri de var, en azından benim için. Buna kötü veri dememin sebebi yanlış şeylere bakıyor olmaları. Her zaman işime saygı duymayan birkaç kişi olduğunu düşünüyorum. Ama umrumda değil. Çünkü insanların çoğu bunu destekliyor. Yöneticiler, koçlar, yardımcı koçlar, analistler… Hepsi destekliyorlar. Temmuz 2018’de Liverpool’a geldiğimde birçok rakip taraftar benimle eğleniyor gibiydi. Ben ve koçluğum hakkında sık sık dalga geçiyorlardı. Ama bu gerçekten umurumda değildi. Komik olan şu ki, şimdi birçok rakip taraftar diyor ki, “Hey, takımımıza şu taç atışı kurslarını aldırmalı mıyız?”. Çünkü şimdi bu çalışmaların işe yaradığını görebiliyorlar. Eğer yenilikçiyseniz, alanında ilk iseniz, o zaman bazı insanların gülmesine hazırlıklı olmalısınız. Hiç umurumda değil (gülerek). Çünkü verilerim var, istatistiklerim var, bu benim için sorun değil.
B: Peki, son soruya geçiyorum. Kariyerinin en özel anları neydi?
T: Bunları dörde indirgedim. Her şeyden önce 2004’te ocak ayında taç antrenörü olmak istediğime karar vermiştim. Yarış kızağı takımındaki arkadaşlarım beni destekledi ve daha sonra Danimarka profesyonel kulübünde işi aldığım o an. İlk büyük an buydu. İkincisi, Liverpool’un beni telefonla aradığı andı. Klopp beni aramıştı ve bu gerçekten olağanüstüydü. Her zaman büyük kulüplerde koçluk yapabileceğimi ummuştum. Ama ne olacağını asla bilemezdim. Sonuçta oldu. Bu da büyük bir andı. Sonraki en büyük iki an, Liverpool’daki ilk sezonumda Şampiyonlar Ligi’ni kazandığımız zamandı. Diğeri ise Premier Lig’i kazandığımız zamandı. Kulüp bir tarafa, taraftarlar 30 yıl boyunca bu anı beklemişlerdi. Kariyerimdeki dört büyük anı bu şekilde söyleyebilirim. Her zaman büyük anların peşinden giderim. Şu anki en büyük hedefim taç atışlarıyla ilgili bir kitap yayınlamak. Umuyorum 2022’de yayınlanacak. Ayrıca dünya çapında kulüpler ve federasyonlar için çalışma alanlarına gidiyorum. Bir şey paylaşmak istiyorum; ana sayfamda taç atışıyla ilgili ücretsiz çalışmalar var. Bunları thomasgronnemark.com’da bulabilirsin. Amacım kısa bir süre içinde 300’den fazla koçtan çok sayıda iyi geri bildirim almak. Kariyerimin bir sonraki büyük anı bu olacak.
B: Bu benim spor medyasındaki ilk adımımdı. Sana tüm kalbimle teşekkür ediyorum efsane.
T: Rica ederim. Sana yardımcı olmaktan mutluluk duydum. İyi şanslar.