1. Haberler
  2. E-Dergi
  3. İbrahim Çolak, Diyagonal E-Dergi’ye konuştu!

İbrahim Çolak, Diyagonal E-Dergi’ye konuştu!

İbrahim Çolak, Avrupa Şampiyonu oldu Diyagonal'e konuştu
İbrahim Çolak, Avrupa Şampiyonu oldu Diyagonal'e konuştu
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Artistik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda şampiyon olarak ülkemize bu alanda ilk altın madalyayı getiren İbrahim Çolak, Diyagonal E-Dergi’nin Aralık sayısına konuk oldu.

Ahmet Can Metin: 5 yaşında bu branşa başlamışsınız, 19 yıl sonra ise Dünya Şampiyonluğunuz bulunuyor, bu 19 yıllık süreci bize nasıl anlatırsınız?

O YARIŞMADAN SONRA KENDİME GÜVENİM DAHA DA ARTTI

İbrahim Çolak: Ben aile yönlendirmesi ile spora başladım, onlar bana başla dediler ben başladım. Daha sonra zamanla yarışmacı gruba seçildim ve yıldızlar kategorisinde Türkiye şampiyonalarına katıldım. 2007 yılında Macaristan’daki bir turnuva için ilk defa milli takıma seçildim ve başlama süreci böyle ilerledi. Benin için en önemli yarışlardan biri 2011 yılında Trabzon’da yapılan “Avrupa Gençlik Olimpik Festivali” idi. O yarışma, benim o ana kadar katıldığım en büyük yarışmamdı ve o yarışmada halka aletinde 3. oldum. Bu yarışmadan sonra kendime güvenim daha da arttı. Bir sonraki yıl, Avrupa Şampiyonasına gençler kategorisinde katıldım.

İbrahim Çolak, Diyagonal
İbrahim Çolak, Diyagonal

Orada ise paralel aletinde gümüş madalya kazandım ve bu yarışmadan sonra dedim ki: “benim paralelim de iyiymiş” Bundan sonra daha çok halka ve paralel ağırlıklı çalıştım. Buraya gelene kadar çocukluğumda birçok zorluk yaşadım, birçok fedakarlık yapmak zorunda kaldım. Pes etme noktasına geldiğim zamanlar oldu ve ailem, bu zamanlarda hep yanımda oldu, “istemiyorum” dediğim noktada onlar bana destek oldular. Küçük yaşlarda aile desteği çok önemli, bugünlere gelmemi ailem sağladı diyebilirim. Daha sonra 2012 yılında büyüklere geçmiştim ve büyüklerde ilk madalyamı 2013 yılında Mersin’de düzenlenen Akdeniz Oyunları’nda kazanmıştım. 

5 HAFTA BOYUNCA ANTRENMANLARA DEĞNEKLERİ İLE GELDİM

Orada halka aletinde gümüş madalya kazandım ve o madalyanın benim için manevi değeri çok yüksek; çünkü bu yarışmadan yaklaşık 3 ay önce ayak bileğimi sakatlamıştım. 5 hafta boyuncu ayağım alçıda kaldı ve alçı süresi boyunca antrenmanlara değnekleri ile gidip geldim. 5 hafta sonra alçı çıktığında, ayaklarımla çalışamadığım için bacaklarım incecik olmuştu, gövdemde tam tersine aşırı derecede kuvvetlenmişti. Böyle olunca ise halka aletinde kendimi çok rahat kontrol edebiliyordum ve daha sonrasında Akdeniz Oyunları’nda gümüş madalyayı kazandım. Daha sonra 2016 yılında Avrupa Şampiyonası’nda ilk defa finallere kaldım ve tecrübesizliğimden dolayı istediğim performansı sergileyemedim. 2017 yılında bir kez daha finallere kaldım, bu sefer yapabileceğime inanıyordum ancak yaptığım bir hatadan dolayı finallerde 5. oldum. Tabi bunlar bana tecrübe oldu, kazanamadığım zamanlar bana hep birşeyler kattı ve bu yarışmalardan ders çıkardım. 2018 yılında Avrupa Şampiyonası’nda finale kaldım ve bu defa gerçekten hazırdım ve o zamana kadar elde ettiğim bütün tecrübelerle 2. olarak gümüş madalya kazandım. Hatta 2018 yılında kazandığım madalya, Türkiye Cimnastik tarihinde o zamana kadar kazanılmış en büyük madalya olmuştu. Daha sonra 2019’da Dünya Şampiyonası düzenlendi Stuttgart’ta ve gitmeden önce performansım iyiydi ama oraya gidince acayip bir enerji ve güç geldi, yani oradaki atmosfere girdiğin zaman kendini çok farklı hissediyorsun. İlk gün elemelerde yarıştık ve 1. olarak finallere kaldım ama bu beni hem çok mutlu ediyor hem de çok korkutuyordu; çünkü eleme gününde 1. olmak size hiçbir şey vermiyor önemli olan finaller. Final günü geldi, cimnastik salonuna girdiğimde sıra bana gelene kadar çok heyecanlıydım ama sıra bana geldiğinde kendimi antrenmanda gibi hissettim. Binlerce insan vardı ama ben onları görmüyordum; sadece ben ve halka aleti vardı ve çok güzel bir bitiriş yaptım. Puanı belli oldu ve hemen 1. Sıraya çıktım, benden sonra ise 4 kişi daha yarışacaktı, o sıradaki bekleyiş, heyecan, stres inanılmazdı. Daha sonra 4 yarışmacının notu açıklandı ve dünya şampiyonu olmuştum, gerçekten bir hayali yaşamak gibiydi, rüya gibiydi her şey. Yani orada tarihi bir an yaşanıyordu ve çok mutlu olmuştum, aslında birçok şeye mutlu oldum. Türkiye’ye jimnastikte ilk dünya şampiyonluğu gelmişti, böyle büyük bir organizasyonda İstiklal Marşı okundu ve en önemlisi de olimpiyatlara katılma hakkı elde ettim. Benim için unutamayacağım çok mutlu bir anımdı. Şimdi ise sıra olimpiyatlarda onun için çalışıyoruz. 

İbrahim Çolak, Avrupa Şampiyonu oldu
İbrahim Çolak, Avrupa Şampiyonu oldu

Ahmet Can Metin: Henüz daha 25 yaşındasın. Kariyerin adına gelecekteki beklentilerin neler? 

İbrahim Çolak: Kariyerim için 2024 Olimpiyatlarını görmek istiyorum, ondan sonra nasıl olur bilmiyorum. O olimpiyatlardan sonra fiziksel durumuma bakmak istiyorum, eğer yapabilecek durumdaysam, bir rahatsızlığım, sakatlığım olmazsa devam etmek istiyorum. Belki 2028 olimpiyatlarını düşünebilirim ama onu düşünmek için henüz çok erken, öncelikli hedefim hem 2021 hem de 2024 Olimpiyatları. Katılabilecek durumda olursam 2028 olimpiyat oyunlarına katılmak istiyorum. 2021 olimpiyat oyunlarından sonra ise bir evlenme planı var ama spor bittikten sonra ne yapacağıma dair bir plan yapmadım; çünkü daha 8-10 yıl daha bu sporu yapmayı planlıyorum. Daha sonraları spordan uzaklaşmam belki sporun içinde yönetici olurum.

Ahmet Can Metin: 5 Mart’ta bir sakatlık yaşadın, bunun sonucunda sahalardan bir süre uzak kaldın. Sakatlığının ardından tekrar çalışmalara başlamak nasıl oldu? Sakatlık ve sonraki sürecinden bize biraz bahsedebilir misin?

İbrahim Çolak: Omzumdan ameliyat olmuştum ve olimpiyatlara da yaklaşık 4 ay vardı, ve olimpiyatlar ertelenmemişti. Doktorumun söylediğine göre; 3 aya kadar kendimi toparlayacaktım ama çok zor olacaktı. Belki olimpiyatlar için kendimi çok fazla zorlayacaktım, belki sakatlık tekrar yaşanacaktı. Ameliyat olduktan sonra ilk 3 ay hiç antrenman yapamamıştım, kolum askıda duruyordu. Daha sonra cimnastik salonuna gitmeye başladım ama sadece bacak antrenmanı yapabiliyordum, sol kolumu çalıştırıyordum ve sol kolum artık çok gelişmişti, sağ kolumla hiç çalışamadığım için çok inceydi. Tabi o sürede pandemi başladı ve sokağa çıkma yasağı da başladı yaklaşık 2 ay online antrenman yapıyorduk. Ondan sonra cimnastik salonuna giriş yaptık ve bu bizim için çok zordu; çünkü ilk defa 2 ay boyunca cimnastik salonundan uzak kalmıştık. Daha sonra sağ kolumu çalıştırmaya başladım, iki kol arasındaki kuvvet dengesini ayarlamaya çalıştım. Daha sonrasında aletlere çıkmaya başladım ama bu süreçte bütün yarışlarımız iptal olmaya başladı ve en sonunda olimpiyatlar ertelendi. Tabi ertelenince benim için çok iyi oldu; çünkü çok acele edecektim, sağlığımı riske atacaktım. Ertelenince çalışmalarımı çok yavaş bir şekilde ilerlettim, çünkü önümüzde bir yarışma yoktu. Bu pandemi süreci omzumun iyileşme süresini uzattı; çünkü pandemi süresince hiç fizik tedavi görmemişti. Zaten önümüzde bir yarışma olmadığı için çok problem değildi. Daha sonra yıl sonuna kadar hiç yarışma yoktu ama 9-13 Aralık’ta Bakü’de Avrupa Şampiyonası yapılacaktı bu yarışma da Azerbaycan’daki savaştan dolayı Mersin’e alındı. Bizim için büyük bir şans aslında. Yarışma, hem Mersin’de olacak hem de koronavirüs nedeniyle çok fazla yarışmacı katılamayacaktı, isim listesine baktığımda 65 sporcu vardı yanlış hatırlamıyorsam. Bu bir Avrupa Şampiyonası, bunun iki üç katı sporcu oluyor normalde ama bu seferlik böyle olacak ve şimdi bunun için çalışıyorum.

Ahmet Can Metin: Kendi dalın dışında örnek aldığın bir Türk sporcu var mı? Onunla tanıştın mı? Neden onu örnek alıyorsun?

İbrahim Çolak: Aslında kendi branşımda örnek aldığım bir sporcu var. Yunan bir sporcu kendisi Eleftherios Petrunias, onu ben 2012 yılından beri tanıyorum, çok iyi bir sporcu. Halka aletinde gerçekten çok başarısı var. 2015 yılından 2018 yılına kadar 4 defa Avrupa Şampiyonu oldu, 3 defa Dünya Şampiyonu oldu ve bir tane de Olimpiyat Şampiyonluğu var halka aletinde. Benim hedefim hep onu geçebilmekti ve bu hedefimi, dünya şampiyonasında gerçekleştirdim. Benim onu örnek aldığım nokta onun başarılarından çok kişilik ve karakteri. Bu kadar çok başarı elde etmesine rağmen ben onu 2012’de nasıl tanıyorsam yine aynı şekilde tanıyorum. Öyle bir rakip ki, birçok finalde karşı karşıya geliyoruz ve karşılaşma öncesi gelip bana başarılar diliyor ve beni motive ediyordu. Benim örnek aldığım noktalardan biri de bu. Evet başarılarını da örnek alıyorum ama kişilik olarak iyi bir insan olması beni için daha önemli.

Ahmet Can Metin: Ahmet Önder ile arandaki arkadaşlık nasıl? Onu nasıl tanımlarsın?

BEN ONUN KADAR YETENEKLİ DEĞİLİM

İbrahim Çolak: Ahmet Önder, cimnastik salonunda tanıştığım en eski insanlardan bir tanesi, kendisini küçüklüğümden beri tanıyorum. Biz, arkadaştan çok kardeş gibiyiz. Ahmet, çok yetenekli, düzenli, disiplinli bir sporcu. En sevdiğim arkadaşlarımdan bir tanesi, zaten cimnastik dışındaki arkadaşlarımla çok fazla görüşemiyorum. Ahmet, 8 yaşında cimnastiğe başladı, o başladığında biz çok daha ilerideydik. Cimnastiğe başlamak için 8 yaş çok geç, genelde 4 yaşında başlanıyor. Ahmet, cimnastiğe başladığında bize yetişmek için günde 3 antrenman yapıyordu ve bize yetişti. Daha sonrasında çok hızlı bir ilerleme kaydetti, Türkiye Şampiyonaları’nda hep kazanmaya başladı. Hatta bir dönem, ya o birinci oluyordu ya da ben birinci oluyordum, ikimiz hep kapışıyorduk. Benden çok sonraları başlamasına rağmen kendisini çok iyi geliştirdi tabi ki bu da yeteneğin önemini gösteriyor. Yetenek önemli ama bu yeteneği çalışıp geliştirmek daha da önemli. Ve Ahmet, bunu yaptı. Ben Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazandıktan sonra, Ahmet, paralelde gümüş madalya kazandı. Aslında onun kazandığı madalya çok büyük bir tarihi başarı ama altın madalyadan sonra kazandığı için biraz gölgede kaldı. Ben kazanmamış olsaydım onun gümüş madalyası çok daha fazla ön plana çıkacaktı. Ama gerçekten çok başarılı bir sporcu, ben onun kadar yetenekli değilim. 

 Ahmet Can Metin: Antrenmanlarının yoğun geçtiği dönemlerde zihinsel olarak rahatlamak adına neler yapıyorsun? Kendini en çok nerede rahatlamış hissediyorsun?

İbrahim Çolak: Ben biraz evcimen bir çocuğum aslında, bilgisayar oyunları oynamayı çok severim. PUBG, CS GO, Vallorant gibi oyunları oynuyorum. Karantina döneminde Assasins Credd’in bütün oyunlarını indirmiştim ve ilk 4 oyununu oynadım daha sonra karantina bitince tabii zamanım olmadı. Yarış oyunlarını severim ama bilgisayarımda çok fazla yarış oyunu yok, daha fazla FPS oyunları oynuyorum. Tabi ki her zaman evde durmuyorum, çoğu zaman ailemle vakit geçiriyorum, kız arkadaşımla beraber vakit geçiriyorum, cimnastikten arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. 

Ahmet Can Metin: Kız arkadaşın da sporcu acaba aktif spor kariyerinizden sonra birlikte bir çalışma yapmak ister misiniz?

İbrahim Çolak: Evet bir planımız var. Beraber salon açmayı düşünüyoruz, tabii ki şu an sadece düşünce ama o da sporcu daha önce triathlon yapıyordu, şimdi  bıraktı sağlık için spor yapıyor, şu an fitness antrenörü. Ben de cimnastikçi olduğum için bu yönde bir spor salonu açabiliriz ileride, hem cimnastik hem de fitness salonu ikisi aynı yerde olabilir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir