Süper Lig’in 9.haftasında Fenerbahçe, Gençlerbirliği deplasmanında 3 puanı attığı 5 golle almayı başardı.
Bol gollü geçen karşılaşmayı Nurgül Çetak, Diyagonal okurları için kaleme aldı.
ALTIN AYAKLAR
İki haftalık milli aranın ardından lige Gençlerbirliği deplasmanı ile dönen Fenerbahçe, Başkent’e gol oldu yağdı. Araya evinde aldığı Konyaspor mağlubiyeti giren Erol Bulut’un öğrencileri faturayı Mustafa Kaplan’a çıkarttı. Sert bir havada oynanan maçı, sarı lacivertliler 5-1 kazandı.
Keyifli bir lig maçını geride bıraktık. 6 gol izlediğimiz maç, kimileri için eziyet gibi geçse de biz gol izlemeyi sevenler için fazlasıyla tatmin ediciydi. 5 gol yedik diye üzülenler varsa hiç üzülmesin rahat 7 hatta 8 olabilecek maç 5 golde kaldı. Buna da şükür diyelim. Samatta’nın konsantrasyon eksikliği net görülürken Cisse’nin de oyunun akışındaki yokluğu dikkat çekti. Beş gol var ama forvet yok.
Maçtaki tek mutsuz isim…
Maçta en mutsuz kişi kimdi diye sorarsanız verebileceğim tek isim Mustafa Kaplan olur. Kaplan maçı “hocam bitir artık” havasında gergin bir şekilde izledi. Gençlerbirliği takımı oyuncularının alınan bu 5 gollü mağlubiyetten pek şikayetçi olduklarını düşünmüyorum sonuçta ligin en kaliteli ayaklarının gollerini en güzel yerden izlediler. O kadar güzel goller atıldı ki haliyle izleyene de niye izliyorsun diye kızamıyorsun.
Daha maçın ilk dakikasında Fenerbahçe’nin ne kadar kararlı olduğunu gördük. Altay dışında bütün oyuncular rakip yarı sahadaydı. Hatta ben bir ara Altay da gidecek gol arayacak diye bekledim. Korner kullanılırken Fenerbahçe tam 8 oyuncu ile rakip ceza sahasındaydı. Baskıyı kurmuşken golün gelmemesi de ayıp olurdu. Pelkas’ın pasında topla buluşan Mert Hakan Yandaş düzgün, sert bir vuruş ile takımını öne geçirdi. Golü yedikten sonra daha istekli oynamaya başlayan kırmızı kara skora dengeyi Diego ile bir duran top organizasyondan getirdi. Tam maç ortada geçecek derken Perotti ceza sahasında yerde kaldı ve hakem beyaz noktayı gösterdi. Penaltıyı gole çeviren Perotti, takımını soyunma odasına önde götürmeyi başardı. 2-1
İlk yarı soyunma odasına gönderdiğimiz Gençlerbirliği’ni ikinci yarı ne yazık ki göremedik, sahadan adeta silindiler. İlk yarıda rakibine daha az alan bırakan ev sahibi ekip ikinci yarı neredeyse hiç kapanmadan oynadı. Cesur oynamaya, çok adamla rakip sahaya gitmeye devam eden Gençlerbirliği golleri de art arda yedi. İkinci yarının hemen başında Sosa’nın ceza sahası içinde dönerek, köşeye vurduğu top ile 3-1 öne geçen Fenerbahçe, 47. Dakika itibari ile oyunun psikolojik üstünlüğünü ele geçirdi. Hemen hemen her atak Gençler kalesinde gol tehlikesi yarattı. İki asist yapan Pelkas çıkarken yerine giren Ozan Tufan, bir gol bir asist ile devam etti. Önce Perotti’ye pozisyon hazırlayan Ozan, ardından Serdar’ın pasında 5. Golü buldu.
Fenerbahçe’ye maçı getiren Altın Ayaklar oldu. Perotti, Ozan, Pelkas, Mert Hakan ve Sosa işin hücum yönünü hallederken Gustavo ise sahada güven vermeye devam etti. Kaptan, Gençlerin uzun oynamak istediği çoğu atağı henüz olgunlaşmadan kesti.
Derin rotasyonu ile Pandemi sezonunda rakiplerine “yedek kulübe” dersi veren sarı lacivertlilerde bu maç giren oyuncu çıkan oyuncuyu aratmadı. Lemos bekte idare etmeye çalışsa da yararlı olduğunu söyleyemeyeceğim. Gençlerbirliği çoğu atağını sol kanattan geliştirdi. Polomat aldığı çoğu topu rakip ceza sahasına taşımayı başardı. Mert Hakan da ikinci yarı bu eşleşmede epey yıprandı.
Gençlerbirliği takım halinde dağınık, isteksiz, disiplinsiz bir görüntü çizdi. Ayite, Sio, Candeias hepsi bu maç sınıfta kaldı. Takım mutsuz ve en önemlisi umutsuz bunun nedeni her ne ise hemen bulunup çözülmeli yoksa ligin sonunda kırmızı kara için bir ışık görünmüyor.
Nurgül Çetak / Diyagonal