Eski Fenerbahçe muhabiri, usta gazeteci Ferudun Niğdelioğlu, diyagonal.net’e ses getirecek açıklamalarda bulundu. İşte öne çıkanlar:
Ömer Soyak: Fenerbahçe muhabirliği yaptığınız dönemde, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın yasaklı gazeteciler listesindeydiniz, Ali Koç’un göreve gelmesiyle bu uygulama kaldırıldı. Listede yer alma sebebinizi ve akabinde yaşananları anlatır mısınız?
Ferudun Niğdelioğlu: Sebebiyle ilgili çok deşmeye de gerek yok geçmiş zaman, ben hakkımı herkese helal ettim konuyu kapattık. O dönem öyleydi biz yine elimizden gelen haberlere ulaşmaya çalıştık.
“AZİZ YILDIRIM’A BEN HAKKIMI HELAL ETTİM!”
Zaten yasaklı olmam bir şeyi değiştirmedi yine en iyi haberleri ben yaptım, buna da tüm Türkiye şahittir. Aziz Bey’e ben hakkımı helal ettim. Yasaklılık zihniyeti bir kere kötü, siz işinizi doğru yaptığınız sürece yasak koymanıza gerek yok. Siz, içerideki bilgi akışının dışarıya çıkmasını engellerseniz, o insanlar o gazeteciler haber alamazlar, haber alamayınca da sorunu baştan halletmiş olursunuz ve yasak koymanıza gerek kalmaz. Bu 15 senelik süreçte bana kalsa ne Türkiye Spor Yazarları Derneği sahip çıktı ne Gazeteciler Cemiyeti sahip çıktı. Bir tek çalıştığım kurumlar sahip çıktı, sebebi de açıktı. Kurumsal çalıştığım hiçbir gazeteden kovulmadım ben 33 sene de. Demek ki bu insanlar doğru olduğunu biliyorlardı, işlerini devam ettirdiler yoksa yalan yazdığını düşündükleri, Başkan Aziz Yıldırım’ın karşı geldiği adamı orada tutarlar mı?
Ömer Soyak: Fenerbahçe’de yönetim değişikliği ile birlikte köklü düzenlemelere gidildi. Sportif anlamda başarısızlık olsa da yönetimsel anlamda ne gibi farklılıklar dikkatinizi çekti?
Ferudun Niğdelioğlu: Şimdi Fenerbahçe taraftarı Aziz Yıldırım dönemindeki 20 yılı acısıyla tatlısıyla geçirdi. İyi şeyler de yapıldı ben 2006 yılına kadar hakikaten şahidiyim, doğru atımlar atıldı, doğru transferler yapıldı, mali anlamda kulübün durumu iyi yönetildi, yapılaşma çok iyi gitti Fenerbahçe’ye değer kazandırıldı; ama sonrasında Fenerbahçe başkanı güç zehirlenmesine kapıldı. Hep yanlış transferler, özellikle Mateja Kezman’da baştan 8.3 milyon Euro bonservis verilerek oyuncunun yıllık alacağı 3.5 milyon euro’dan sözleşme yapıldığı an itibariyle Fenerbahçe’deki o sistem bozuldu, bütün değerler kayboldu.
KEZMAN’IN ALMIŞ OLDUĞU ÜCRET TÜM DENGELERİ BOZDU!
Kezman’ın almış olduğu 3.5 milyon Euro rakamda Fenerbahçe Spor Kulübü oyuncularının dengesini bozdu. Düşünün, o zaman 2 milyon dolar kazanan Alex, 3.5 milyon euro’yu duyduğunda aynı parayı istedi, Tuncay Şanlı aynı parayı istedi. Takım içi dengeler bu transferle tamamen bozuldu, takım içi dengeler bozulunca herkese aynı parayı vermek zorunda kaldı. Sonrasında da zaten bu paraları verdiğinizi, oradaki oyunculara hissettirmemek için farklı ülkelere paralar yatırdınız.
ALEX’E YAPILAN ZAM BELLİ OLMASIN DİYE URUGUAY’A PARA YATIRDILAR!
Alex’in parasının bir bölümünün Uruguay’da bir kulübe yatırılması gibi. Bunun sebebi takımdaki oyuncuların da Alex’in maaşının yükseldiğini öğrenip, onlarında zam istememesi için bu yola başvuruldu. İşte bunlar hep hatanın başlangıcıydı. Bu bir kar küresi gibi 2006’dan sonra, çoğalarak büyüyerek devam etti. Hatta bu 2008- 2010 yıllarında ben ve Hakan Kutlualp, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bilançolarının Deloitte firması tarafından onaylanmadığını gördüğümüzde, bunun TTK’da (Türk Ticaret Kanunu) borca batıklık olduğunu gördüğümüzde bunu ben haberleştirdim, Hakan Kutlualp’de o zaman bu konuyla ilgili açıklamalar yapmıştı. Hatta Deloitte Türkiye başındaki Levent Yaveroğlu’yla görüşmüştü, Yaveroğlu’da bunu açık ve net şekilde ifade etmişti. Yani bilançoların kulüp başkanı tarafından farklı yaptırıldığı ve üyelere farklı gönderildiği ortaya çıktı. Bu olduğu halde Fenerbahçe Spor Kulübü bunu düzeltmek yerine, o kar küresinin içerisine kendilerini de koydular. Ve devasa bir durum söz konusu. Şuanda Fenerbahçe’nin 450 milyon euro’nun üzerindeki borcunun sebeplerinden birisi de budur.
DIŞARIDAN KİMSENİN BİR ŞEY BİLMESİNİ İSTEMİYORLAR!
+Kapalı bir yönetim anlayışı diyebilir miyiz?
-Kapalı bir yönetim değil de şöyle diyebiliriz, dışarıdan kimsenin bir şey bilmesinin istenmediği bir yönetim tarzı. Çünkü, insanlar duyarlarsa bu sefer o koltuğu kaybedebilirsin. Duymasınlar diye iyi transferler yapıp, insanları transferlerle ve yıldız isimlerle oyalama taktiği seçildi. Ben buna oyalama taktiği diyorum çünkü, koltuğu kurtarmak için buna mecburdunuz, iyi transferler yapmaya, yüksek bonservis bedelli, yüksek alacakları olan oyuncuları almak için. Hep böyle, insanları başkanına, yöneticisine saygılı olmaya itti. Aynı zamanda da onları alkışlamasına sebebiyet verdi, kimse Fenerbahçe’nin uçuruma gitmesini düşünmedi.
“ALİ KOÇ’UN EKİBİ SEÇİME ÇOK İYİ ÇALIŞMIŞ AMA…”
Sayın Ali Koç geldi, büyük bir çoğunlukla 16.000 oy alarak başkanlığa geldi. Zaten şunu gördük bu süreçte de, Sayın Ali Koç’un yönetimini oluşturduğu isimler Fenerbahçe’nin seçimine çok iyi çalışmışlar, ama seçim sonrasına hiç çalışmamışlar, çalıştıklarını iddia ettikleri halde. Yani transfer sezonu başladığında transferleri bitireceğiz dediler yapamadılar. Fenerbahçe’nin mali durumunu bildikleri halde borcu sürekli dile getirdiler, Fenerbahçe başkanı oluyorsanız, yönetmeye adaysanız ve bu kötü gidişi düzeltmek için buradayız diyorsanız, var olan kötü durumu zaten kabul etmişsinizdir. O zaman gelip bunu düzelteceksiniz, sürekli konuşmayacaksınız. Doğru hamleler yapacaksınız.
“AYKUT KOCAMAN SEZON BAŞINDA SÖYLEMİŞ!”
Sezon başında Aykut Kocaman söylemiş, ben kalırsam bir transfer yaparsanız 72-73 puanın üzerine çıkartırım. 2 transfer yaparsanız 78 puan alırım. 3 transfer yapsanız takımı 80’li puanlara çıkartırım. Hiç transfer yapmasanız bile 70 puanın üzerinde puan toplarım demiş. Bu realite de hayali bir sunum yani, bazen çıkar hesap yaparsınız, bir yıllık gelirim şu dersiniz ama tutmaz hedefleriniz. Bu da bir öngörüdür.
“COMOLLİ O SİSTEMİ BURADA UYGULAYAMAZ!”
Ama siz Türkiye’yi bilmeyen, Türk insanının yapısını bilmeyen, Comolli başta olmak üzere Cocu’yu getiriyorsun. Yani o insanı başarısız atfedemeyiz. Çünkü o insan bu yapıyı bilmiyor, bu durumu bilmiyor. Comolli, kendi oluşturmak istediği sistemi bambaşka ortam da, Fransa’da; İngiltere’de; İtalya’da uygulayabilir. Bunu burada uygulayamaz. Burada nasıl uygular? Sınırsız destek verirsiniz, 3 yıllık plan program koyarsınız, o 3 yıl sonunda istenilen hedefe ulaşırsınız. Mantık, mantalite her şeyin değişmesi lazım. Oyuncu yapısı, kültürü, okuması, yazması, yemesi, içmesi bunların hepsinin değişmesi lazım ki Comolli, o sistemi oturtabilsin.
COMOLLİ’NİN 100 OYUNCULUK LİSTESİNDE HİÇ Mİ SANTRAFOR YOKTU?
Şimdi Comolli’nin 100 tane oyuncu listesi var, bunların içerisinde bir tane stoper mi yoktu bir tane santrafor mu yoktu, bir tane 10 numara mı yoktu, hiç mi yoktu yani? Hiç yoksa bir tanesi olurdu. Slimani son dakika transferi, Benzia son dakika transferi, Frey, ismi hiç duyulmamış, milli takımına seçilmemiş olabilir, gelecekte seçilebilir, iyi oyuncu olabilir ama bir makinanın eksik olan bir parçası olan takımlarda Frey bireysel olarak iş yapabilecek bir oyuncu değil. Çünkü bu sistem adamı, sistem oyuncusu.
“FENERBAHÇE’Yİ ÇOK KÜÇÜK GÖRDÜLER HERHALDE”
Ama Fenerbahçe taraftarının, Fenerbahçe isminin yeteceği bir isim değil. Fenerbahçe’yi çok küçük gördüler herhalde. Fenerbahçe isminin büyüklüğüne yakışmayacak oyuncular transfer ettiler. Fenerbahçe her zaman iyi oyuncular alır ve siz bu vaatle geldiniz. Para bitmişti zaten, para bitmişti ben yapamıyorum öyle yok. Biliyordunuz bittiğini ona göre geldiğiniz, o zaman ona göre transfer yapacaksınız. Fenerbahçe taraftarının yüzünü güldüreceksiniz. O zaman sezon başında geldiğinizde diyecektiniz ki, bizden şampiyonluk beklemeyin, tamam. Bizden yıldız oyuncu beklemeyin, tamam. Hiç değilse bir hedef koyuyor derlerdi, gençleri getirirler gençler oynuyor… gelen gençlerin çoğu fayda sağlamadı biliyorsunuz. Var olanlar da eridi. Düşünsenize geçen sezon takımın en kötü oyuncusu Hasan Ali Kaldırım’dı, bu sezon taraftarın alkış tuttuğu isimlerden biri de Skrtel’le birlikte Hasan Ali. Bu duruma gelmek sizin yüzünüzden olmuştur. Alamadığınız doğru kararlar yüzünden olmuştur. Doğru kararlar almış olsanız, bunlar olmazdı.
BU SÜREÇTE EN MASUM PHILLIP COCU!
Bu süreçte en masumu Phillip Cocu. Neden? Çünkü Cocu diyor ki: geçen sezonun var olan kadrosunu bozmayalım, bu kadroya iki tane takviye yapalım, ve var olan Souza ile Giuliano’yu da satmayın. Buraya geliyorsanız bir planınız olacak. Bunları bile bile gelmenize rağmen lades oldunuz olmaz. Bir işi başaracağınıza inanıyorsanız ve bu işe soyunuyorsanız, gömleğini kıvırıyorsanız o zaman ağlamayacaksınız, sızlanmayacaksınız bir şeyler yapacaksınız.
Ömer Soyak: Ersun Yanal ve Volkan Ballı’nın göreve gelmesiyle Comolli’nin yetki alanı kısıtlandığı iddia edilmişti. Ali Koç ise son Camia’ya Sesleniş programında Comolli’nin futbolun tek patronu olduğunu ifade etti. Neler söylemek istersiniz?
COMOLLI’NİN YETKİ ALANI KISITLANDI MI?
Ferudun Niğdelioğlu: Kesinlikle öyle bir şey olmadı. İddiaları değil gerçekleri konuşmak gerek. Volkan Ballı, Samandıra Tesislerine idari menajer olarak geldi, teknik direktör yardımcısı olacak, oyuncularla hoca arasında köprü olacak. Orada var olan sıkıntıları pansuman edecek. Yani daha önce federasyonda çalışmış, hayatını futbol sahasına atmamış Onur Başar kardeşimizin yaptığı işi profesyonelce yapabilecek bir isim. Comolli’nin görevinde hiçbir kısıtlama olmamıştır, Comolli – Ersun Yanal – Volkan Ballı – Başkan kombin içerisinde çalışma halindeler.
“BAŞKANIN ETRAFINDAKİ HERKES EŞ DOST AKRABA…”
Asıl Fenerbahçe’deki sorun şu: Fenerbahçe başkanının oluşturmuş olduğu yönetim kurulu. Eğer bir yönetim kurulu oluşturuyorsanız, kuruldaki insanlar sizden aşağıdaysa o insanlar her zaman size saygı duymak zorunda kalırlar. Yani onlar sadece onaylama makamı olurlar. O yüzden kusura bakmasın arkadaşlar evet yetenekli, çok değerli önemli isimler var ama bir kısmına da Fenerbahçe yönetimine girmeden önce başkanla birlikte 1907 Fenerbahçe Derneği’nde çalışan, başkana hizmette bulunan insanlar. Şimdi bu durumdayken o zaman, görüşünüzü koyamıyorsunuz ki, yönetim kurulu toplantılar oluyor zaten çok az sayıda oldu yönetim kurulu toplantısı. Bu da bir yanlış her pazartesi yapılması lazım, her salı yapılması lazımken toplasan 4-5 yönetim kurulu toplantısı yapılmıştır. Herkes fikrini söyleyecek, yeri gelecek masaya elini vuracak, yeri geldiğinde de itiraz edecek ve yönetimden istifa edecek. Ama bu durumda olan yok ki herkes başkanın etrafında olan eş, dost arkadaş…
Başkan paylaşımcı değil, başkan söyledikleri yapmıyor. Başkan camiaya diyordu ki, siz bana bir telefon kadar uzaktasınız, siz bana bir mail kadar uzaktasınız ama bunu hiç yapmadı. Fenerbahçe Spor Kulübü çalışanlarına, şube kaptanlarına bile randevu vermeyen, görüşmeyen, konuşmayan bir başka başkan oluverdi. Yani Aziz Bey’in biraz daha genci, yumuşak hali başkan oldu, görünen o. Kimse kusura bakmasın zengine hürmet sadece bu ülkede var.
Ömer Soyak: Ersun Yanal’ın takımın başına gelmesi sizce nasıl etki etti? Ligin ikinci yarısında Fenerbahçe üzerindeki ölü toprağı atabilecek mi?
“FENERBAHÇE 3.LİG TAKIMININ KONDİSYONUNA SAHİP!”
Ferudun Niğdelioğlu: Şimdi Fenerbahçe takımı 3.Lig takımının kondisyonuna sahip. Güç ve kuvveti ciddi anlamda düşmüş. Moral motivasyonu düşmüş kaybetme korkusu olan bir takım haline geldi. Bu korkuları atma adına Fenerbahçe’nin art arda maç kazanması gerekiyor. Biz kazanabiliyoruz olgusunu, biz kaybetmiyoruz olgusunu oyuncuların tekrar kafasına yerleştirilmesi gerekiyor. Fenerbahçeli futbolcuların eşleri bile moralsizlik sebepleriyle eşlerine eve gelmeyin, iyice moralinizi düzeltin, takımı düzeltin öyle eve gelin diyorlar. Bu durumdaki takımı düzeltmek kolay değil. Ersun Yanal’ın ilk işi moral ve motivasyonu sağlamlaştırmak, kazanma, kazanacağız gücünü takıma yerleştirmek. Bunları da yavaş yavaş yapıyorlar, bir anda da olmaz, yani Fenerbahçe’nin küme falan düşeceği de yok. Ama bu korkuları da atmaları lazım.
Ömer Soyak: Sadık Çiftpınar transferini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ferudun Niğdelioğlu: Geçen senenin stoperleri Skrtel ve Roman Neustädter’di. Fenerbahçe’nin zaten stoperde transfere ihtiyacı vardı. Fenerbahçe gibi büyük takımların 3 tane sağ beki olur, 4 tane 5 tane stoperi olur, orta sahasında 2 tane 8 numara 2 tane 6 numara olur, kanat açıkları 2’şer tane olur, bunlar hep 2’şer 3’er olur. 25 kişilik kadrolar nereden bakarsan bak böyle doldurulur. Fenerbahçe’nin zaten eksiği vardı eksiği giderildi yerinde doğru karar. Sıkıntıyı çözdüler aman aman bir şey yapılmadı. Sadık’ta iyi oyuncu Serdar Aziz’de iyi oyuncu belki Sadık’ta milli takıma seçilecek. Ama Fenerbahçe’nin stoperleri çok çok farklı olmalı. Ama bugün Sadık var, Sadık – Skrtel devam edebilirsin. Bir dönem Bekir – Egemen olduğu gibi. Bazen Sadık’la Serdar’la oynarsın bu transferler alternatifi güçlendirdi doğru iş yapıldı ama, sezon sonunda Skrtel’in sözleşmesi sona eriyor kalır mı kalmaz mı ama Skrtel kalmak istemiyor. Bakalım sezon sonunda ne olacak.
Ömer Soyak: Victor Moses transferini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ferudun Niğdelioğlu: Bir kere ayağında top tutabilen oyuncu. Ayew gibi ayağında tutamayan, hep top kaybeden oyuncu değil. Böyle topu aldığı zaman, rakibe korku salacak oyunculara ihtiyacı var Fenerbahçe’nin, Moses’te bu açığı kapatabilecek düzeyde. Ersun Yanal, Moses’İ sol kanatta neden denemesin? Belki Moses’i orada kullanabilir.
Ömer Soyak: Mali anlamda kriz yaşayan 4 büyükler bu süreçten nasıl kurtulabilir?
Feridun Niğdelioğlu: Başkanlar ve yöneticiler yaptıkları harcamalardan sorumlu tutulmadıkça, bir yasaya bağlanmadıkça bu iş düzelmez. Çünkü başkanlar oraya geldiklerinde güç zehirlenmesi yaşıyor. Transferleri de taraftara şirin görünmek için yapıyorlar. Bu engellenemez bir durumdu artık devletimiz bu konuda önlemler alıyor. Yakın zamanda yasa çıkacak, o yasayla ilgili koruma, kontrol mekanizması hayata geçecek. Kontrol mekanizma olduğunda da kimse har vurup harman savuramayacak, taraftara şirin gözükmek için saçma transferler yapamayacak.
Haberin Kaynağı: diyagonal.net Özel Haber | Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Röportaj: Ömer Soyak