Balkan ve Türk futbolunda akıllarda önemli yer edinen Cevad Prekazi, Diyagonal E-Dergi‘nin ilk sayısında Ömer Çayır‘a konuştu.
Diyagonal E-Dergi çıktı! ilk sayıya ücretsiz olarak buradan ulaşabilirsiniz!
Ö. Çayır: Hocam dünya bildiğiniz gibi dünya zorlu bir süreçten geçiyor. Bu süreç sona erdikten sonra sizce futbol nasıl etkilenecek?
Cevad Prekazi: Ya tabii ki son zamanlarda artık her şey paraya bağlı, futbolda büyük para var. Oyunda artık o kadar zevk yok. En güzel şeyler maalesef kayboldu. Bakarsanız futbolcu atlet gibi, çok az
futbolcular kaldı. 60-70-80-90’lara kadar dünyanın çoğu yerinde, Türkiye’de en az 3-4 süper futbolcu vardı. Artık öyle değil. Şimdi baktığınızda hepsi aynı tarzda. Aynı futbol seyrediyorum. Eskiden her takımın özel bir oyunu vardı. Artık yok. Kayboldu.
Ö. Çayır: Futbolcularda artık şöyle bir algı oluştu; mesela Neymar, 222 milyon bonservisle transfer oldu. Yıllık da 30 milyon euro maaş alıyor. Ama istedikçe istiyor, oyun maddiyata döndü diyebilir miyiz?
Cevad Prekazi: Onunla alakalı değil. Ama bana göre tabii ki, dünya çapında futbolcu da olsa bu rakamlar imkansız.
Ö. Çayır: Peki bu kapitalist düzenin futbola büyük baskısı?
Cevad Prekazi: Her şey ona döndü ya. Yani hayatımız ona döndü. Sahte, hırsız kapitalist.
Ö.Çayır: Evet hocam tamamen dediğiniz gibi. Hiçbir şeyden zevk alma ya da haz duygusu yok, sadece yapmak için yapıyoruz veya olması için oluyor. Yani yapay her şey.
Cevad Prekazi: Bak bir zamanlar amatör ligi bile seyretsek seyir zevki vardı. Artık
hiçbiri kalmadı. Ara sıra oluyor işte güzel maçlar ama eskisi gibi kalmadı. Çünkü hepsi aynı. Anlatabiliyor muyum? Hepsi aynı futbol oynuyor.
Ö.Çayır: Endüstriyel tipe döndü. Fabrika üretimi gibi. Türkiye’yi spor sistemi olarak takip ediyorsunuzdur. Peki sizce Türkiye’nin spor sisteminde ne gibi yanlışlar var? Bu yanlışları düzeltmek için nasıl bir yöntem uygulanabilir?
“YILLARDIR TÜRKİYE’DEKİ BİR NUMARALI YANLIŞI SÖYLÜYORUM”
Cevad Prekazi: Yıllardır Türkiye’deki bir numaralı yanlışı söylüyorum: ligde çok yabancı futbolcu oynuyor. Çok fazla. Galatasaray mesela 1 Türk futbolcu oynuyor veya 2. 9 kişi yabancı. Fenerbahçe, Beşiktaş,
Trabzon… eh Trabzon’a lafım yok. Yani Trabzon’un altyapısından çıkıyor futbolcular. Küçük takımlarda bile kaç tane yabancı var? Çok fazla. Türk futbolunun daha ileriye gitmesi için yabancı sayısını azaltması lazım. İlk 11’de en fazla 5 veya 6 yabancı olması lazım. Gerisi Türk olmalı. Ben geçen sene de söylemiştim bunu. Zaten hiçbir şey yapılmıyor. Neden yapamıyorsunuz en fazla 5-6 kişi oynasın diye. Eh yapamazlar. Çünkü böyle bir şey var futbolda. Futbol diye bir şey yok burada. Futbol karmakarışık oldu. O yüzden o zevk kayboldu. Derbiler oluyor mesela, o yabancılar ne biliyorlar ki, derbi ne? Nerden hissediyorlar? İçinde yok ki onların. Maça çıkıyorlar oynuyorlar 30-40-50 bin kişi. Taraftarların %99’u Türk, futbolcuların %99’u yabancı.
Ö. Çayır: Hocam sizin görüşlerinizi biliyoruz. Açıkçası şimdiki sporculara baktığımızda zor konuşuyorlar, kendilerini zor ifade ediyorlar ve bu eğitimsizlikten dolayı oluyor. Bu konuda neler söylersiniz?
“KÖTÜ NOT VARSA İDMAN YOKTU!”
Cevad Prekazi: Tabii ama bu korkudan da oluyor. Atmosfer olarak oluyor. Ama her zaman bu eğitimsizlik vardı. Sırf Türkiye için değil Yugoslavya’da da vardı. Kamplardaki futbolcuların kitap okumak için zamanı yoktu ki. Ara sıra belki. Baktığın zaman belki 5-6 kişi kamplarda kitap okuyordu. Benim dönemimde U-12, U-13-14-15 yoktu. Herkes okula gidiyordu. Her kulüpte 1 veya 2 kişi vardı gelip kontrol ediyorlardı, okul nasıl gidiyor diye soruyorlardı. Eğer kötü notlar varsa idmanlar yasaktı. Önce okul. Önce eğitim.
Ö.Çayır: Hocam sizden sonraki bir dönemde Galatasaray’ın hangi kadrosunda bulunmak isterdiniz?
Cevad Prekazi: Tabii ben Galatasaray’da 6.5 yıl oynadım. Galatasaray bir klasman atladı. O kadro Tugay, Hasan Şaş, Emre, Hakan Şükür, Hagi… Ben hep diyorum, onlar çok büyük muhteşem bir takımdı. Çünkü bakıyorsun orada 8 Türk futbolcu var. O 8 kişi Türkiye milli takımında oynadılar. Onlar dünyada 3.oldu. Birde o kadroda Hagi-Popescu-Taffarel var. Şimdi düşünebiliyor musun bu takımın ne demek olduğunu? Benim zamanımda Galatasaray’ın kadrosu o zaman da kaliteliydi ama Türk futbolu neredeydi? 0’da 0 ‘dı. Ve İngiltere geliyordu 8 tane atıyordu. Öbürü gelip 4 atıyordu. Kimi yendiler ki? kimseyi.
Ö.Çayır: Galatasaray’ın 2000 jenerasyonu Türkiye’yi de çıkışa geçirdi hocam dediğiniz gibi.
“O YILLARDA MİLLİ TAKIM GALATASARAY’DI”
Cevad Prekazi: Ya tabiki o takım müthişti. 4 sene üst üste Türkiye şampiyonu oldular. Ondan
sonra Dünya Şampiyonası’na gittiler. Avrupa Şampiyonası’na gittiler. Muhteşem şeyler yaptılar.
Yüzde 70-80 Galatasaraylı futbolcular milli takımda oynuyordu. O yıllarda Türk milli takımı Galatasaray’dı. En çok Galatasaray’dan futbolcu vardı. E tabii ki bu temelli futbolcular kaliteliydi. Bakıyorsunuz Galatasaray’da sağ bek biri Capone biri neydi, şimdi Fatih Terim’in yardımcısı Ümit Davala. Sol bek, 2 tane milli takım oyuncusuydu. Muhteşem hangisini koyacaksın. Tabi sonrasında Tugay, Suat, Okan, Emre ilerde Arif, Hakan Şükür, Hasan Şaş kimler vardı ya. Müthiş ya. Bunların yanında Hagi, Taffarel bide Popescu saymıyorum bile. Tugay, muhteşemdi. İleriye topu atmakta problemi yoktu. Kim istese atardı.
‘‘TUGAY KALİTESİNDE TOPÇU TÜRKİYE’DE ARTIK YOK. YILLAR GEÇTİ HALA GELMEDİ’
Rambo Yusuf… Bence Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi stoperi… Çok fazla sakatlık yaşadı, eğer yaşamasaydı kim bilir nerelerde olacaktı. Ki o zamanlarda Türk futbolcuları kimse istemedi. O zaman Tanju Çolak’ın ayağında altın ayakkabı vardı. Kimse istemedi. Yusuf sağlam olsaydı, Real Madrid, Barselona, Juventus, Milan, Inter, Roma hangi takım isterse herkeste oynardı. Onun yeteneği o kadar iyiydi. Çünkü Yusuf’u her mevkide oynatabiliyorsun. Futbolda ne lazım her şey Yusuf da vardı. Futbol vardı ama kafa yoktu. Eee… kafa nedeniyle böyle geçti.
Ö. Çayır: Hocam 14 sene sonra gelen şampiyonluk, Derwall’li, Mustafa Denizli’li;’Seni Sevmeyen Ölsün’ ile bağdaşmış bir sene, sizce o şampiyonluktaki beklenti neydi?
“BİZE HIRSIZLIK YAPTILAR”
Cevad Prekazi: Büyük kulüpte oynarken her zaman şampiyonluk için oynarsın. Bende tabii geldiğimde öyle hissettim. Partizan A takımında oynamaya başladığımda, Partizan 10 yıldır şampiyon olamıyordu. Ben takıma dahil oldum, ilk zamanlarda az oynuyordum 15-20-30 dakika, belki bir devre. 10 sene sonra şampiyon olduk. Muhteşem bir olaydı. Sonra Türkiye’ye geldim. Galatasaray 14 yıldır şampiyon olamıyormuş. Ve Türkiye’deki ilk sezonum olan 85-86’da 19 takım arasında namağlup 2. olduk. Gol averajı yüzünden şampiyonluğu kaybettik. Biz aslında o şampiyonluğu kaybetmedik. Bize hırsızlık yaptılar. O bizi tabii ki çok etkiledi. Fakat moralleri bozmadık. Gelecek sezona odaklandık. Çok çalıştık ve şampiyon olduk. 2 kere şampiyon olduk. 3. kez de şampiyon olabilirdik ama olamadık. Neden olamadık, bazı problemler oldu. O sene Avrupa’da oynuyorduk. Hocamız Avrupa’yı çok istiyordu. Yarı finale kadar geldik. Biraz ligi de ciddiye alsaydık Mustafa hocayla en kolay senemizde şampiyon olurduk. Olamadık. Beşiktaş 3 puanla önümüzde liderdi. Ama olamadık. Eh işte o sene bizim elimizden şampiyonluğu aldı Beşiktaş.
Ö. Çayır: Hocam son sorum şu: Şu anda dünya futbolunda izlemeyi sevdiğiniz bir oyuncu ve takım var mı?
“TARAFTAR OLARAK EN SEVDİĞİM KULÜP LİVERPOOL”
Cevad Prekazi: Takımımı şimdi söylüyorum. İlk aşkım tabii ki Partizan’dı. Neden çünkü en büyük abim benden 6 yaş büyüktü. O 46 doğumlu. İşte 1967 senesinde ben 10 yaşındayken; O, Partizan’a gitti. 3 sene orada oynadı. Normal de ilk aşkım Partizan’dı. 1970 yılından itibaren ben bir Liverpoollu’yum. Taraftar olarak çok seviyorum. Bakarsanız Partizan, Galatasaray, Liverpool’u seviyorum. Fakat Liverpool’da hiç oynamadım. Taraftar olarak Liverpool en sevdiğim kulüptür. Beni etkilemişlerdir çünkü; Premier Lig kurulduğundan beri Avrupa’daki futbol gibi oynuyorlardı. İngilizler gibi değildiler. Onların oyunu özeldi. Zaten İngiltere’de tarihin en büyük kulübüdürler. Orada da politika çok karıştı. Margaret Thatcher zamanında özellikle… Orada bir futbolkültürü var. Mesela bakıyorsun West Bromwich Albion, Nottingham Forest 2 kere Avrupa Şampiyonu oldu. Aston Villa, Leeds United, Derby Country… Böyle çok takım var.
“GALATASARAY BİR AVRUPA TAKIMI”
Cevad Prekazi: Mesela Türkiye’de ben geldiğim zaman taraftar olarak Fenerbahçe öndeydi. Çok fazla taraftarı vardı 1985 yılından itibaren bir inşaat yapar gibi, insanları kendimize çekmeye başladık. O inşaat devam ediyor. Nerelere geldi Galatasaray. Şimdi baktığımız zaman Türkiye’de bir numara Galatasaray’dır. İşte 8-10-12-14 yaşında çocuklar hep Galatasaraylılar. Sosyal medyadan taraftarlar, senin sayende Galatasaraylı olduk diye bana yazıyorlar. Galatasaray’ı neden kıskanıyorlar? İşte bu yüzden. Çünkü Galatasaray aynı yolda devam ediyor. Evet Galatasaray, Türkiye Ligi’nde oynuyor fakat Avrupa takımı. Artık Avrupa takımı oldu. Hangi takım Türkiye’den bu seviyelere geldi? Galatasaray’ı çok kıskanıyorlar. Ya kardeşim rahmetli Derwall diyordu: ‘‘Sahaya çık kendini göster.’’ E o yüzden bizim camiamız hala o yolda devam ediyor, o yoldaki kulüpler Avrupa şampiyonu olabiliyor. İnşallah Galatasaray camiasında daha az yabancı futbolcu ve akademisinde daha fazla Türk futbolcusu olur.
Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz!
Ömer Çayır / Diyagonal E-Dergi