Rekortmen milli atletimiz Sinan Ören, kendisi hakkında merak edilenlerden gelecek planlarına kadar pek çok bilinmeyeni Diyagonal E-Dergi’ye anlattı.
Ömer Çayır: Senin için atletizm öyküsü nasıl başladı?
AYAKKABILARIM YOKTU, MECBUREN TERLİKLE YARIŞTIM
Sinan Ören: Atletizme tamamen şans eseri başladım, o an orada olmasaydım şu an yoktum. Okul çağında bir sürü işte çalışıyordum; simit sattım, ayakkabı boyadım, su sattım vb. Aklınıza gelecek her işi yaptım o dönem. Okulun hemen dibindeki bir fırında çırak olarak çalışıyordum. Okula gitmiyordum, demir parmaklıkların ardından hep okuldaki arkadaşlarımı izliyordum. Bir gün okuldaki beden eğitimi öğretmenimin çocukları koşturduğunu fark ettim ve hoca yoklama alırken benim yok olduğumu fark etti. Ancak okuldaki arkadaşlarım benden ekmek aldığı için benim fırında olduğumu biliyorlardı. Bunun üzerine öğretmenim beni çağırdı ve atletizm seçmesi yaptığını, yarışmaya katılıp katılmak istemediğimi sordu. Ben de katılmak istediğimi söyledim ancak ayakkabılarım yoktu, ayağımda terlik vardı mecburen terlikle yarışı koştum ve okul seçmelerinde 1.oldum. Bunun üzerine antrenörüm bana haftalık harçlık, bana ait bir ayakkabımın olması ve her gün öğle yemeğini yemem için bir veliyle konuştu ve bu şekilde atletizme başladım.
Ömer Çayır: 3 sene önce milli sporcu Ramil Guliyev’in derecesini geçerek Türkiye rekoru kırdın. Bu rekora dair neler söylemek istersin ve o an neler hissettin?
Sinan Ören: Öncelikle Dünya şampiyonu Ramil Guliyev’in Türkiye rekorunu kırmam, Kovid-19 nedeniyle ülkede o yıl yarış koşulmaması ve benim o yıl ilk açık pist yarışında bu rekoru kırmam ülkede büyük ses getirdi. O dönem antrenmanda geldiğim derecelerden rekor kıracağımı biliyordum ama Yasmani Copello Escobar’ın yarışacağını hesaba katmadım. Ve o yarış onu geçtim sanırım, spor kamuoyunda büyük ses getiren yarışmalardan bir tanesiydi…
Ömer Çayır: Atletizm yapmasaydın hangi işle meşgul olurdun?
Sinan Ören: Atletizm olmasaydı ne yapardım pek bilmiyorum… Hayat bize neler gösterir bilemeyiz ama büyük ihtimalle olmazdım yada bir fırında / sanayide çalışıyor olurdum.
Ömer Çayır: Atletizm dışında en çok hangi spor dallarını takip ediyorsun?
Sinan Ören: Çoğunlukla amatör sporları takip etmeyi seviyorum.
Örneğin; tenis, yüzme, güreş gibi…
Ömer Çayır: Paris Olimpiyatları için hazırlıklar nasıl geçiyor?
GÖZÜM ORADAN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMÜYOR
Sinan Ören: Bilindiği üzere her sporcunun en büyük hayali olimpiyat oyunlarına gidebilmektir. Paris Olimpiyatları’na hiç ara vermeden kesintisiz çalışıyorum. Tek hedefim oraya gitmek ve olimpiyatta olmak. Gözüm oradan başka bir şey görmüyor.
Ömer Çayır: Çalışmalarını çoğunlukla memleketin Mersin’de yapıyorsun. Bu çalışmaları Mersin’de yapman sana motive kaynağı sağlıyor mu?
Sinan Ören: Çalışmalarımı şimdiye kadar Mersin’de yapıyordum ancak Mersin’deki piste sonradan yama yapıldı ve bu işi bilmeyen insanlar tarafından yapıldığından saha zeminİ koşmak için uygun değil. Şu an çalışmalarıma Adana’da devam ediyorum.
Ömer Çayır: Mart ayında ilk kez salonda koşmaya hazırlanıyorsun. Bu çalışmalara dair neler söylemek istersin?
DENEME REKORU YAPACAĞIM
Sinan Ören: Salonda daha önce yıldızlar kategorisinde iken yarışmıştım ondan sonra pek koşmadım. Bu yıl Avrupa arenası salon olduğu için koşmaya karar verdim. Önümüzdeki hafta açık sahada olduğu gibi kapalı saha Türkiye rekorunda da deneme yapacağımı buradan söylemiş olayım.
Ömer Çayır: Ramil Guliyev’in rekorunu kırdıktan hemen sonra 400 metre engelli koşusunda da bir rekorun var. Bu rekorlar ilerleyen süreçte devam edecek gibi duruyor. Bu konuya dair düşüncelerin neler?
Sinan Ören: Benim asıl branşım 400 metre engelli ve bu branşta yetenekli olduğumu düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte 400 engelli yarışlarında daha çok bulunacağım ve olimpiyatlara bu branştan gitmek için çabalayacağım.
Ömer Çayır: Antrenör Sedat Özdemir gibi önemli bir hocayla çalışıyorsun. Kendisi senin için ne ifade ediyor?
Sinan Ören: Antrenörümle yaklaşık 1 yıldır çalışma imkanım oldu. Kısa sürede çok iyi ivme kazandım, antrenörümden memnunum kendini sürekli geliştiriyor ve başarıya aç genç bir antrenör kendisi. Onun da üzerimde emeği çoktur. Buradan kendisine de çok teşekkür ederim, inşallah ikimizin emeğini de boşa çıkarmam.
Diyagonal Özel Röportaj