1. Haberler
  2. E-Dergi
  3. Türkiye’de futbol tarihi

Türkiye’de futbol tarihi

Türkiye'de futbol tarihi
Türkiye'de futbol tarihi
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Diyagonal Dergi yazarı Altuğ Aktaş, dergimizin 2023 Nisan sayısında Türkiye’de futbol tarihini kaleme aldı. Sayının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyada belli kurallara sahip olmadan oynanan, ilk futbol müsabakalarının Çin’de olduğu söylenmekte ve yapılan araştırmalar sonucu bu şekilde olduğu görülmektedir. Bu durumda, aslında futbolu Çinliler buldu diyebiliriz fakat; kuralları İngilizler tarafından tespit edildiği için bu işin öncüsü İngilizler olarak gözükmektedir. Zaten günümüzde de hemen hemen bu böyle devam etmektedir.

Türkiye’de futbolun ne zaman başladığından, hangi kulübün ne zaman kurulduğuna kadar çok fazla tartışma var. Her kulüp kendisinin en eski olduğunu iddia ediyor. Genelde bilinene göre Türkiye’de futbol 1900’lü yılların başında başladı ve doğal olarak ilk kulüpler bu tarihlerde kuruldu.
Fakat bu gerçek değil…

Yapılan birçok araştırma sonrasında Türkiye’de futbolun 1800’lü yılların sonunda başladığı tespit edilmiştir. Hem de bilinenin aksine Türkler değil, yabancılar tarafından kurulan kulüpler arasında oynanmıştır. Hatta ve hatta uluslararası başarı bile kazanılmıştır.
Futbolu ilk oynayanların Çinliler olduğunu ama kuralları koyanın İngilizler olduğunu belirtmiştik. İşte ülkemizde de futbolu ilk oynayanlar ve geliştirenler İngilizler olmuştur. İzmir’de yaşayan La Fontaine ailesinin öncülük ettiği ve diğer İngiliz aileleri ile kurulan “Bournabat Football and Rugby Club” bir diğer adıyla “Smyrna FC” ülkemizdeki ilk futbol kulübü diyebiliriz. Hatta 1906’da yapılan ara olimpiyatlarda Smyrna FC ikinci olarak uluslararası başarı kazanmıştır.
1800’lü yılların sonunda İstanbul, Kadıköy’e yerleşen La Fontaine ailesi aslında futbolu da İzmir’den İstanbul’a getirdi. Bu sayede İstanbul’daki azınlıklar ve Müslümanlar yavaş yavaş futbol oynamaya başladı. Özellikle Kuşdili çayırı başta olmak üzere Göksu Çayırı ve Küçüksu Çayırında piknik yaparak futbol oynanmaktaydı. O dönem futbol yasak olduğu için aslında biraz daha gizli organizasyonlar yapılıyordu. Hatta 1900’lü yılların başında Reşat Danyal ve arkadaşları ilk futbol takımını kurdular fakat, yasak olması nedeniyle ismini İngilizce koymuşlardı. “Black Stockings FC”…
Kurulduğu yıl Rumlarla Kuşdili Çayırında yaptıkları maç aslında Türkiye’de kurulan bir takımın oynadığı ilk futbol müsabakasıdır.

Tabii ki o dönem Sultan ikinci Abdülhamit’in yasaklarından dolayı kulüp çok kısa sürede kapanmıştı.
Yasaklar o kadar fazlaydı ki Osmanlı güvenlik görevlileri futbol oynayanları yakından takip etmekteydi. Hatta 1890’ların sonu, 1900’lerin başlarında kaydedilen bir tutanak arşivlerde yer almaktadır. Tutanakta şu ifadeler yazmaktaydı; “Kadıköy Moda’da ikamet eden İngiltere devleti tebaasından Mösyö Witek’in oğullarının nezareti altında olmak üzere İstanbul’da oturan 20-25 kadar genç İngiliz’in geçen yıllarda olduğu gibi dünkü Cumartesi günü de Kuşdili çayırında toplanarak iki tarafı kapı şekline konulmuş ve etrafına hat çekilmiş bir daire içinde lastikten mamul top ile oynadıkları görülerek olay soruşturulmuştur. Yapılan tahkikatta, oyunun yardımsever İngilizler tarafından mektepler yararına düzenlendiği, bu vesileyle toplanacak yardımın, İngiliz delikanlılarının oynadığı oyun kim tarafından kazanılırsa onlar tarafından mekteplere bağışlandığının kabul edileceği anlaşılmıştır. İngilizlerin, bu maç yapılana kadar her Cumartesi günü toplanıp talimlerine devam edecekleri de öğrenilmiştir. Üsküdar mutasarrıflığı esas maçın ne zaman yapılacağını, ne miktar para toplanacağını ve hangi mekteplere dağıtılacağını da araştırmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken herhangi bir uygunsuzluğun meydana gelmemesi için tedbirler alınması ve gelişmelerin Zaptiye Nezareti’ne bildirilmesi gerekmektedir. 23 Kasım 1890.”

Siyah Çoraplıları takiben Moda Futbol kulübü, Elpis kulübü, Imogene kulübü kuruldu. Bu kulüplerin kurulmasıyla Pazar Ligi kurularak müsabakalar başladı. İlk şampiyonda İngilizlerin kurduğu ve savaş gemisinin adını taşıyan Imogene FC oldu. İkinci yıl ise Cadi-keuy yani Kadıköy Futbol Kulübü şampiyon olmuştur.

Pazar Liginin yaygınlaşması ile artık halk tarafından ilgi de artmaktaydı. Futbol takımlarının artmasıyla 1903 yılında İstanbul Ligi kuruldu.

Bu dönemde Osman Paşa’nın konağının bahçesinde toplanan gençler jimnastik hareketleri yaparak spor yapmaktaydı. Siyasi engeller nedeniyle toplanmalar yasak olduğu için, bir araya gelme sonucunda sporcular gözaltına alınıp saraya götürülmekteydi. Devamında yasaklar nedeniyle futbolu çok ön plana çıkartmadan Jimnastik kulübü adıyla 1903 yılında Beşiktaş kulübü kuruldu. Başta jimnastik dallarından boks, güreş, bisiklet, izcilik, eskrim gibi dallara ağırlık verilirken; futbol müsabakaları da yapılmaktaydı. İkinci Abdülhamit futbolu yasaklamış olmasına rağmen Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün resmi onayını kendisi vermiştir. Bu dönem kulüpte futbol daha gizli organizasyonlar ile yürütülmekteydi. İlk kurulduğunda adı Bereket Jimnastik kulübü olan kulüp daha sonra Mazhar Kazancı ve Fuat Balkan’ın önderliğinde yeni bir kulüp binası tahsis edilerek (Fuat Balkan’ın evinin alt katı) kulübün adı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirildi.


Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü 26 Ocak 1911 yılında tescil edilen ilk Türk Spor Kulübü oldu.
Futbolun ülkede yayılması ve yasakların hafiflemesiyle artık resmi olarak futbol oynamaya başlayan Beşiktaş, Şeref Bey’in girişimleri ile futbol oynayan kulüpleri birleştirip tek çatı altında toplamaya başladı ve böylelikle kendi futbol takımını kurdu. Valideçeşme ve Basiret kulüpleri Beşiktaş bünyesine katılarak resmi olarak Futbol Şubesi oluşturulmuş oldu.

İstanbul Liginin kurulmasıyla Galatasaray Lisesi öğrencileri, Ali Sami Yen’in önderliğinde toplanıp (Mekteb-i Sultani) Galatasaray Futbol takımını kurdu. 1907-1908 sezonunda da İstanbul liginde şampiyon olmuştur. Galatasaray’ı takip eden Fenerbahçe 1907 yılında kuruldu ve 1910 yılında resmi olarak futbol branşlarına katılan Beşiktaş ile Pazar ligi artık Türk oyuncuların ağırlık kazandığı bir lig oldu.

Pazar Ligi’ni takiben Cuma Ligi, İstanbul Türk İdman Birliği Ligi, İstanbul Şampiyonluğu Ligi gibi organizasyonlar kuruldu. 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra futbol popüler oldu ve iyice yayıldı.
İstanbul’dan sonra İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Trabzon ve Adana’da da futbol oynanmaya başladı.
İstanbul’dan sonra ilk olarak İzmir’de 1912 yılında Karşıyaka, 1914’de Altay, 1923’de İzmirspor, Altınordu, 1925’de Göztepe ve 1928’de Bucaspor kuruldu.
Ankarada ise 1910 yılında kurulan Altınörs İdmanyurdu ve Turan Sanatkarangücü takımları birleşip Ankaraya taşınarak Ankaragücü adını aldılar. Futbolun yaygınlaşması ve gelişmesi ile daha Cumhuriyet ilan edilmeden Türkiye futbol federasyonu kuruldu. Kurulduğu yılda da FIFA üyeliği kabul edildi.
Cumhuriyetin ilanından 3 gün önce 26 Ekim 1923’de Milli takım ilk milli maçını Romanya karşısında İstanbulda oynadı. Taksim stadında oynanan maç Mehmed Zeki Sporel’in golleri ile 2-2 bitti.
Mehmed Zeki Sporel, aslen veterinerdi. İlerleyen yıllarda Fenerbahçe başkanlığı da yaptı.
Milli takımın ilk golünü atan Sporel, Fenerbahçe’de 352 maçta 473 gol atarak tarihe geçmiştir.
1924 yaz olimpiyatlarına katılmak için Billy Hunter takımın başına getirildi. Çekoslovakya ile 1924 yılında Paris olimpiyatlarında oynanan karşılaşma 5-2 bitti. Ülke sınırları dışında oynanan ilk futbol müsabakası olarak da tarihe geçti.

1938’li yıllara kadar ülkemizdeki gelişmeler futbola da yansımış ve üst üste yenilikler o dönemde gelmişti. İlk Türkiye Futbol Şampiyonası o yıllarda Ankarada yapılmış ve İlk deplasmanlı lig olan Milli küme maçları da o dönemde başlamıştır.
Bir çok kulübün kurulması ve İstanbul dışında da organizasyonların yapılmaya başlanması ile 1924 yılında Türkiye Futbol Şampiyonası adı altında ulusal organizasyon düzenlendi. 1951’de futbol artık meslek olarak kabul edilip profesyonelleşti
Günümüz Süper Ligi önce Milli Küme daha sonra 1937-43 yılları arasında Maarif Mükafatı, 1944-51 arası Milli Eğitim Kupası, 1959 da ise Milli lig adını alarak şimdiki Süper Lig kurulmuş oldu. Yapılan organizasyonlar, kupa maçları, 2. 3. Lig maçları sonrasında Türkiye artık 1962’de UEFA üyeliğine kabul edildi.
Türkiye’de futbol 1992 yılına kadar Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı bir federasyonken 1992 yılında çıkan yasa ile Futbol federasyonu özerk bir yapıya sahip oldu.
Türk futbolunun tarihi aslında 1991’de Akdeniz olimpiyatlarında finale kalınması ile değişti. O jenerasyon futbolu her sene bir adım ileriye taşıdı. 1992 Avrupa şampiyonası kuralarında son torbada yer alırken 1994 Dünya kupası kuralarında 5. Torba ve ilerleyen yıllarda 1. Torbaya kadar yükselerek devam edildi. Bu yakalanan jenerasyon devamında 1996’da Avrupa şampiyonasına katıldı. Tabii ki rüzgarı arkasına alan Türk futbolu o tarihte kulüpler nezdinde Galatasaray ile 2000 yılında tarihi zaferler kazanarak UEFA kupasını ve Süper Kupayı kaldırdı. Milli takım sırasıyla 2000 Avrupa şampiyonası, 2002 Dünya kupası, 2008, 2016 ve 2020 Avrupa Şampiyonası’na katılmaya da hak kazandı.

Önümüzde 2024 Avrupa şampiyonası var…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir