Beşiktaş, Tüpraş Stadyumunda çıktığı Alanyaspor maçının ilk yarısında alışıldık ve bilindik bir performans sergiledi. Öyle ki, geçtiğimiz haftalarda yazdığımız yazılardan herhangi birini buraya kopyala/yapıştır yapsak hiç sırıtmazdı. Yine akan oyunda organizasyon eksikleri, yine bireysel hatalar, duran topta atılan bir ve acemice yenen bir gol olmak üzere skorun değiştiği iki an. Bu noktada Rıza Çalımbay ile ilgili olarak şu tespiti yapmamız gerekiyor; tecrübeli hoca geldiğinden bu yana takımının motivasyon sorunlarını, kazanma hırsı eksikliğini bir nebze de olsa düzetti. Sahada kazanmak isteyen bir takım var. Öte yandan siyah-beyazlıların saha içinde organizasyonel bakımdan çizdikleri “vasatın altı” tablo aynen devam ediyor. Hücumda müthiş bir kısırlık ve kabızlık var. Savunmada da aynı ölçüde sakarlık. Bu maç özelinde, ilerideki hücum üçlüsünün (Semih, Muleka, Cenk) santrforlardan oluşmasından dem vurulabilir ama sorun bugünün sorunu değil. Beşiktaş takımı uzun zamandır hatta sezon başından beri benzer sıkıntılarla boğuşuyor. Takım savunmasında da saha içi organizasyon sağlanabilmiş değil. Örneğin, siyah-beyazlılarda ön alan baskısı bölük pörçük ve eksik yapılıyor ki, bu da orta alan ve savunmada rakibe eksik yakalanmakla sonuçlanıyor. Açmak gerekirse, Cenk’in yaptığı baskıya takım arkadaşlarından Salih ve Muleka katılıyor diyelim. Diğer oyuncular statik kalınca rakibe otomatikman pas opsiyonları ve derin boşluklar yaratılmış oluyor. Bu tür baskıları organize biçimde ve takım halinde pozisyon almadan gerçekleştirirseniz, faydadan çok zarar getirir. Nitekim getiriyor da.
İlk devrede Beşiktaş’ın yediği gol görünürde bireysel hataya dayansa da temelde takım savunmasındaki zaafların bir göstergesi gibi. Tabi bu bizi, “Amartey hangi vasfıyla Premier Lig’de 106 maça çıkabilmiş?” sorusunu sormaktan alıkoymamalı. Sorunun iki boyutu var. Birincisi bireysel anlamda oyuncu kalitesi, ikincisi de oyuncu grubunun saha içinde ne yapması gerektiğini bilmez halde başı kesik tavuk misali amaçsızca koşturması. Bu sorunların birinci ayağını yönetim, ikinci ayağını ise hoca çözmekle mükellef. Tabi ikinci devredeki tablo gösteriyor ki, hocanın saha içi sorunları çözme konusunda verdiği bir ışık malesef yok. O yüzden problemin ikinci bölümünü de yeni bir hoca getirerek yönetim çözecek gibi görünüyor. Açıkçası, Beşiktaş’ta sezon başından beri enteresan gelişmeler oluyor. Teşbihte hata olmaz. Aynı tas aynı hamama üç farklı tellak geldi. Şenol Güneş, Burak Yılmaz, Rıza Çalımbay. Bunların üçü de müşteriyi memnun etmeyi beceremedi. Muhtemeldir ki, şimdi dördüncü bir tellak alınacak. Hamamın yönetimini devralanlar; muslukların, kurnaların, tesisatın, zeminin pek çok parçasının artık değişmesi gerektiğini bilmeliler. Yoksa o gitsin, bu gelsin diyerek sürekli teknik direktör değiştirmekle Beşiktaş taraftarının bu çilesinin bitmeyeceği aşikâr. Hadi Burak Yılmaz çaylak bir teknik adamdı, yükü kaldıramadı diyelim. Şenol Güneş ve Rıza Çalımbay gibi ömürlerini bu spora vakfetmiş iki futbol adamı bile saha içindeki sorunları çözemediyse, orada güçlerini aşan bir durum vardır ve çözüm yönetimsel güç gerektiriyordur. Madem başladık bir kere, teşbihe devam edelim. Kangreni pansumanla, ağrı kesiciyle tedaviye çalışmak olmaz. Çünkü kangren vücutta yayılan, farklı bölgelere sirayet edebilen ve en sonunda septik şokla ölüme götürebilen bir sağlık sorunudur. Nitekim takım içi uyum ve performans yetersizlikleri nedeniyle 5 oyuncu bu kadronun dışında bırakıldı. Alanyaspor maçıyla gördük ki, sorun yayılalı çok olmuş. Bu durum büyük oranda Ahmet Nur Çebi ve arkadaşlarının yönetimsel yetersizliklerinin bir sonucu. Hasan Arat yönetimine düşen ise ellerine neşteri alarak kangreni kesip atmak. Bilançoların 8 milyarlık borcu gösterdiği bir ortamda bu operasyonu yapmak/yapabilmek gerçekten de cerrah becerisi ve titizliği gerektiriyor.
Beşiktaş’ın son üç iç saha maçına bakalım. Takım Brugge’e 5-0 kaybetti ardından Fenerbahçe’ye 3-1 yenildi ki, maç 5’e, 6’ya gitse kimse şaşırmazdı. Bugün de 16 haftada 3 galibiyeti olan Alanyaspor’a 3-1 verilen maç. Atılan gol 2, yenen gol 11. Kimse kusura bakmasın ama iç sahada bu tablo bazı kellelerin alınmasını gerektirir.
