Beşiktaş, altıncı hafta mücadelesinde geçmiş haftalara oranla karşılaştığı en ciddi
rakibi Başakşehir ile kozlarını Vodafone Park’ta paylaştı. Hem rakibinin kendisi gibi
yenilgisiz olması hem bu haftaya kadar kalesini gole kapatmış olması, hem de sakatlık ve
ceza etkisiyle kısmen erozyona uğramış kadro, maç öncesinde Beşiktaş’ın işini
zorlaştırabilecek etkenler arasında sayılıyordu. Ghezzal’in bir türlü bitmek bilmeyen
sakatlığı, Josef’in tartışmalı cezası yanında Dele Alli’yi de Ankaragücü maçında kaybeden
siyah-beyazlı takımda, teknik direktör Valerien Ismael Emre Bilgin ve Berkay Vardar gibi
oyuncuları cesurca sahaya sürdü. Bu nedenle tribünleri hınca hınç dolduran taraftarlar
kadar ekranları başına kurulan Beşiktaşlılar’a da gizli bir endişe hali hakimdi.
Maçın başlama düdüğüyle birlikte iki takım bizlere İtalyan derbilerini hatırlatan bir ilk
yarı izlettiler. Karşılıklı önlemler birinci plana alınmış, doğal oyun planları farklılaşmış ve
“Rakibi nasıl durdururum?” sorusu belli ki, hafta boyunca teknik adamların kafalarına
yerleşmişti. Başakşehir, sağ beke Ömer Ali’yi yerleştirip Nkoudou tehlikesine karşı
Biglia’nın da katılımıyla yardımlaşmalı bir savunma kurgulamıştı. Burada yeri gelmişken,
Halil Umut Meler’e değinmek lazım. Hakemlik standardını bir türlü tutturamayan bu hakem
kardeşimiz, Ömer Ali’nin hava topunda Nkoudou’ya yaptığı harekete kart çıkarma gereği
görmedi. Abdülkerim Bardakçı’nın yakın zamanda ikinci sarıdan atıldığı pozisyonu alın,
Ömer Ali’nin pozisyonuyla arka arkaya izleyin. Soru basit. Türk hakemliğinin standardı bu
mudur? Yoksa hakemler Türkiye’de ruh hallerine ve konjonktüre göre mi maç
yönetmektedir? Maçın devamında bir kez daha Nkoudou’ya sarı kartlık hareket yapan
Ömer Ali, ilginçtir ilk yarıyı kart görmeden tamamladı. Halil Umut Meler’in 90 dakika
genelindeki birçok kararı da evlere şenlikti.
Başakşehir’in zaman zaman Beşiktaş savunmasına yaptığı şok presler, Saiss ve
Masuaku’nun kanadında pek karşılık bulmadı ama özellikle Necip üzerine yoğunlaştığında
Beşiktaş’ı çoğu zaman top kayıplarına zorladı. Siyah-beyazlılar baskıyı kırdıkları anlarda
Nkoudou ile önemli pozisyonlar yakaladılar ancak geçmiş haftaların yıldızının bu kez
bitiricilik sorunu nüksetti. Bu arada Valerien Ismael’in ağırlıkla Nkoudou üzerinden yürüyen
hucüm planını gözden geçirmesi şart görünüyor. Son iki haftada Beşiktaş’ın rakipleri bu
futbolcuyu tabiri caizse “dayak atarak” durduruyor. Hakemler de çanak tutunca, siyah-
beyazlıların rakip yarı alanda hücum kalitesi belirgin biçimde sekteye uğruyor.
İkinci 45 dakikanın da oyun anlayışı bakımından çok farkı yoktu. Yukarıda İtalyan
derbilerine benzettiğimiz mücadele 0-0 bitse, sanırım kimse şaşırmazdı ama Necip’in
hatasında, genç kaleci Emre Bilgin’in kolay bir gol yemesi tüm dengeleri alt üst etti. Maçın
devamında giderek risk dozunu arttıran Beşiktaş; Redmond, Tayfur, Cenk gibi isimleri
sahaya sürerek gol aradı. Bu noktada siyah-beyazlı takımın hızını kesen çoğunlukla
verdiği ters kararlar ile Halil Umut Meler oldu. Öyle ki, kendisi kenarda Valerien Ismael’i de
çıldırtmayı başardı. Tabi işin sonunda kırmızıyı gören Ismael oldu.
Karşılaşmayı 1-0 kaybeden Beşiktaş için “yenilgiyi hak etti” diyemeyiz. Öte yandan bu
mağlubiyetten çıkarılması gereken dersler olduğunu düşünüyorum. Birincisi; ikinci devrede
izlediğimiz Redmond bir şekilde 11’e girmeli ki, Beşiktaş sadece Nkoudou kanadından
hücum ettiği “tek kollu boksör” görüntüsünden kurtulabilsin. Hatta Beşiktaş, Ghezzal’in
dönüşüyle Redmond’ı sola atıp topun kıymetini daha fazla bilerek hücum etmeyi
başarabilir. İkincisi, stoperde Necip’in bilhassa önem derecesi yüksek karşılaşmalarda
epeyce sırıttığı artık görülerek Tayyip Talha’ya şans verilmesi düşünülmeli. Üçüncüsü ve
belki de en önemlisi, kaledeki kararlar ve tercihler gözden geçirilmeli. Bugünkü
müsabakada Başakşehir’in kaleyi bulan şut sayısı yazıyla bir. Maçı kazanan da 1-0’lık
skorla Başakşehir. Altı haftada bir takımın kalesine gelen 15 isabetli şuttan 8’i gol oluyorsa,
öncelikle problemin kaynağı eldivenlerin sahibinde aranmalı. Mert’in son durumunu
bilmemekle birlikte, bir şekilde forma sokulabilirse, tecrübesiyle Beşiktaş kalesindeki gediği
kapatabilir diye düşünüyorum.
Cem Arber