Beşiktaş, yeni transferlerinin yarattığı heyecanla konuk olduğu Kayserispor karşısında aradığını bulamadan İstanbul’a dönüyor. Öncelikle şunu belirtelim takıma yeni katılan Worrall, Muci ve Al-Musrati iyi oyuncular. Problemli takım organizasyonuna rağmen kendilerini belli ettiler. Şimdi bu tespitimle çelişen bir bilgi vereyim. Kayserispor – Beşiktaş maçının ilk 45 dakikası sonunda, “hatalı pas” istatistiğinin tepesinde iki siyah-beyazlı oyuncu vardı: Joe Worrall ve Mert Günok. Worrall tam 11 kez, kaleci Mert ise 9 kez hatalı pas attılar. Elbette tahmin edebileceğiniz gibi bu hataların neredeyse tamamı uzun top arayışlarından. Savunmadan bir türlü oyun kurulamayınca, Beşiktaş her zaman yaptığı kolaycılığa kaçarak ön bölgeye top şişirdi. Kadro ileride bu topları toplayacak bir oyuncu tipi barındırmadığından, yüksek pasların tamamı Kayserispor savunması tarafından toplandı. Bu olaya çözüm bulacak kişi ise takımı çorba etmekle meşgul.
Beşiktaş’a imza attığında Avrupa futbolunun saygı duyulan isimlerinden biri olmasından dolayı sevinç uyandıran Fernando Santos, yavaş yavaş buradaki oryantasyonunda gelişme göstermesi gereken zamanlarda tam tersi bir grafik çiziyor. Sahaya sürdüğü 11, mevkilerin oyunculara dağılımı bakımından problemli. Kariyerinde sağ kanat çıktığı maçların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen Muci sağ kanat, ileri uçtan başka yerde oynamaması gereken Muleka forvet arkası. Bu arada “bir elin parmaklarını geçmez” ifadesini deyim olarak değil gerçek anlamda kullandım. Kariyerinde 178 maçı olan Ernest Muci; 3 kez Tiran, 1 kez Legia formasıyla, 1 defa da Arnavutluk milli takımında sağ ön bölgede görev yapmış. Toplam 5 kez. Zaten genç oyuncu göbeğe ve sol kanada deplase olduğunda ne kadar tehlikeli ve meziyetli bir oyuncu olduğunun sinyallerini verdi. Kenarda bunu görüp oyun içi aksiyon alması gereken kişi, izlemekle yetindi. Orta alan merkezine koyduğu Gedson ve Amartey’in pas bağlantısı kurma, istasyon olma ve takımı yönlendirme meziyetlerine sahip olmadığını da bilmiyor gibi. Bu ikiliye forvet arkası Muleka’yı da ekleyin daha sonra Mert Günok ve Joe Worrall’ın pas hatalarında zirve yapmalarını bir kez daha değerlendirin. Sürpriz mi? Peki, Portekizli hocanın şahane dokunuşları(!) bitti mi dersiniz? Maç sonuna doğru Rebic’i oyuna alıp santrfor Semih’i sol kanat, sol kanat Rebic’i de santrfor oynattı. Beşiktaş da gol atamadığı bu maçı 0.21 gol beklentisiyle 0-0 berabere tamamladı. Maç sonu istatistiklerinde topa sahip olma %54 Kayserispor lehine. Şutlar 14’e 6 Kayserispor lehine. Pas isabeti %81 – 75 Kayserispor lehine. Ev sahibinin direkten dönen şutu da var.
İrfan Sayar tarafından ilk olarak Gırgır dergisinde yaratılan hayali karakter Zihni Sinir; akıllara durgunluk veren, komik ve “proce” adını verdiği icatlarıyla zihinlerimizde yer etmişti. Bugünlerde çok uzaklardan gelen Portekizli bir teknik direktörün bu “proce” misyonunu üstlendiğini görüyoruz. Kendisi, maç sonunda eksik oyuncuları sayarak, “Bunlar döndüğünde daha iyi olacağız” şeklinde bir cümle kurdu. Eldeki malzemeden işler bir takım ortaya çıkartamadıktan sonra Beşiktaş’ın kendisine olan ihtiyacı tartışılır. Tam kadro Beşiktaş’ı Serdar Topraktepe’ye emanet etseniz o da bu tür maçları kazanacaktır. Nerede kaldı Avrupa’da isim olmanın alamet-i farikası? Kadro eksik olabilir ama sahada oyuncuları yanlış yerlerde oynatmanın açıklaması bu olamaz. Bu kadar eleştiri yaptık bir de öneri getirelim. Samet Aybaba’nın yanına Serdar Topraktepe’yi de alarak Fernando Santos ile bir toplantı yapması gerektiğini düşünüyorum. Beşiktaş nasıl oynar? Taraftarı Beşiktaş’tan ne ister, ne bekler? Oyuncuların profilleri ve yatkın oldukları görevler nelerdir? gibi soruların cevaplarının verilmesi ve Portekizli hocaya anlatılması elzem görünüyor. Santos, kariyeri boyunca sadece 2 takımla maç başı 2 gol ortalamasını geçti: Portekiz milli takımı (2.12 gol) ve 2001-2002 sezonunda çalıştırdığı AEK (2.60 gol). 1988 yılından beri, yani tam 36 senedir teknik direktörlük yapan bir çalıştırıcı için aslında oyun anlayışını ve kafa yapısını özetleyen bir tablo. Bu kafa yapısını devam ettirdiği sürece Beşikaş’ta başarılı olması zor çünkü Türkiye’de derbileri bir kenara ayırırsanız, rakipler size karşı önce gol yememeyi düşünerek maça çıkıyor. Siz de aynı şeyi düşünürseniz sizi 0-0’dan kim kurtaracak?