Beşiktaş, 32.haftada sahasında Samsunspor’u ağırladığı maça kadro anlamında olmasa da oyun anlayışı bakımından değişimle başladı. Topun olduğu bölgede baskı, iştahlı oyun ve süratli oynama gayretiyle ilk yarıda fark yaratmayı başaran siyah-beyazlılar, hem devreyi 1-0 önde kapadılar hem de rakip kaleye 13 şut gönderdiler. Her ne kadar gol beklentisi 0.39’da kalsa da bu durum Beşiktaşlı taraftarları asgari derecede memnun etti. Tabi bir de ilk devrenin 35.dakikasından itibaren oynanan son 10 dakikalık bölümünden bahsetmeliyiz. Yüksek tempoda geçen 35 dakikadan sonra Beşiktaş, bu bölümde aktif dinlenme yapmayı seçti ve her zamanki gibi beceremedi. Bu 10 dakikalık bölümde Samsunspor’un iki tahlikeli şutu var ki, kaleci Mert Günok olası golleri önledi. Bahsettiğimiz periyot neden önemli? Beşiktaş’ın tempo yapma konusunda cebindeki kredisini anlatması bakımından. Nitekim 35 dakikalık bölümden sonra oynanan geniş zamanda siyah-beyazlılar hiçbir an aynı tempoya çıkıp, aynı görüntüyü veremediler. Rakamlara baktığımızda, ilk devrede 13 şut atan takımın ikinci yarıda sadece 4 şut bulabildiğini görüyoruz. İstekli olmanın maçı kazanmaya yetmeyeceği ikinci 45 dakikada net şekilde anlaşıldı. Gisdol; 59’da oyuna müdahale etti ve sağ kanadını komple değiştirdi. 68’de o kanattan gelişen atakta Emre Kılınç ile golü buldu. Buna mukabil, Fernando Santos skor 1-1’e geldikten sonra üç oyuncu değiştirdi ama takımı adına maça dokunamadı. Ghezzal ve Muci’yi oyundan alan Santos, hücumları nasıl organize etmeyi planlamıştı acaba? Değişikliklerden sonra üçüncü bölgeye top şişirmekten başka bir organizasyon göremediğimiz için bu soruyu sorma ihtiyacı hissediyoruz.
Fernando Santos, Türkiye macerasının yavaş yavaş sonuna geliyor. Gelirken, omuzunda “Avrupa Şampiyonu” apoleti vardı ama o üniformanın göğsünde “hücum futbolu” nişanı yoktu. Savunmacı olarak bilinen Santos, bir dönem işin savunma yönünü kotarır gibi görüntü verse de Beşiktaş’ın başında hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Hoş, gelirken ne oynattığı, nasıl oynattığı bilinen bir isim olduğundan bu duruma ne kadar “hayal kırıklığı” diyebiliriz bilemiyorum. Bugün ikinci devrede 68.dakikaya kadar skoru korumayı kendisi mi seçti yoksa oyuncular mı geri çekildiler orası önemsiz çünkü her iki durumda da tedaviyi yapması gereken kişi teknik direktör. Portekizli hoca maç sonu demecinde yine “geri çekilmeyi önlemeye çalıştım” mealinde cümleler kurdu ancak mesajlar oyuncu grubu tarafından alınmıyorsa, yeni sezonda Beşiktaş’ın başında kalmasının bir anlamı yok. An itibariyle Beşiktaş’ın gelmiş geçmiş ve belirli süre takımın başında kalmış teknik direktörleri arasında en düşük galibiyet yüzdesine sahip isim. Sürekli birbirinin kopyası maçlar oynayan Beşiktaş ve maç sonunda “Aslında galibiyeti haketmiştik” şeklinde konuşan Fernando Santos. Bu evliliğin uzun sürmeyeceği bugünden belli. Evet, futbolda öyle maçlar olur ki rakibinizi yarı sahasına kapatır, onlarca gol girişiminde bulunur ama bir kontaratak golüyle puan kaybedebilirsiniz. Beşiktaş’ın yaşadığı bu değil. Beşiktaş; topu, oyun üstünlüğünü, pas başarısını, pozisyon zenginliğini, tempoyu futbola dair aklınıza ne gelirse hepsini rakibine bırakıp öyle puan kaybediyor. Hal böyleyken, geçiş döneminden yeniden yapılanmadan falan bahsedilemez. Ayrıca Santos ile hangi yapılanmadan bahsedebilirsiniz ki? Döneminde gelen Musrati ve Worrall oynamıyor. Muci en lazım olduğu anda kement yiyor. Bunlar kendi onayıyla alınmadı mı? Kendisinin onayı olmayan hatta yerine başka bir isim alınsın (Portekizli) diye direttiği Svensson bugün sahadaydı büyük oranda da görevini yaptı. Sözleşmeleri biten oyuncular sahadalar. Emrecan gibi Demir Ege gibi gençler yetersiz görülüyor olmalılar ki, oynatılmıyorlar. Madem orta sahada dinamik oyuncu ihtiyacı vardı ve orayı Rashica tipinde bir oyucuyla kapatmayı düşünüyordu, Musrati’nin astronomik bedelle transfer edilmesine neden ses çıkarmadı? Rashica, Gedson ve Musrati… Bunlar birbirlerine taban tabana zıt oyuncular. Bu denklemde olan aslında forvet arkası oynaması gereken Muci’ye oluyor. Bu iki oyuncunun değersizleştirilmesi demek, Beşiktaş bilançosuna eksi 20 milyon euro yazılması demek. Yönetim teknik heyet konusunu düşünürken işin bu boyutuna da eğilirse iyi olur.