Cem Arber
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Futbol
  4. Taktiksel sancılar

Taktiksel sancılar

Galatasaray - Beşiktaş maçı
Galatasaray - Beşiktaş maçı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Haftanın sonucu merakla beklenen maçı hiç kuşkusuz Nef Stadyumunda
oynanan Galatasaray – Beşiktaş derbisiydi. Ghezzal’ın eksikliğine maça saatler
kala Masuaku da eklendiğinden Beşiktaş’ta Şenol Güneş, savunmanın solunu
Umut Meraş’a emanet etmişti. Tecrübeli teknik adam, bu isim dışında beklenen
kadroyu sahaya sürdü. Okan Buruk ise formsuz Kerem’i kızağa çekip Barış Alper
Yılmaz’ı sol kanadında kullandı. Başlama düdüğünün ardından önce Galatasaray
baskısını, ilerleyen dakikalarda ise dengelenen oyunu izledik. Siyah-beyazlılar
Valerien Ismael döneminin aksine; blokları birbirine yaklaştırmış, önde baskıyı
birincil öncelik olmaktan çıkarmış ve kazandıkları toplarla oyun kurma gayreti
içindeydiler. Bunu ne kadar yapabildiler tartışılır. Kritik pas hataları ve top kayıpları
yüzünden bir türlü olgun atak yapamadılar. 18’de Romain Saiss ile başlayan
paylaşım hatasında, Beşiktaş savunması tel tel dökülünce Galatasaray maçta skor
üstünlüğünü ele geçirdi. Bu golde Barış Alper Yılmaz, ekstra pasla tıpkı
basketbolda olduğu gibi boş adamı buldu. Icardi de birinci sınıf bir vuruşla topu
ağlara gönderdi. Gol sonrası daha derli toplu oynamaya çalışan Beşiktaş, Gedson
önderliğinde orta alanda organize olabildiği kadarıyla sarı-kırmzılıların üzerine
gitmeye çalıştı. Organize olabildiği kadarıyla diyorum çünkü Josef ve Salih
kendilerinden beklenen performansın epeyce altında kaldılar. Hatta Josef için
şimdiden şu tespiti yapmak lazım; son haftalarda görüldüğü üzere sahada Casper
gibi gezinmeyi sürdürecekse, Beşiktaş yönetiminin ara transfer dönemi için
şimdiden kaliteli bir defansif orta saha oyuncusu bakmaya başlaması oldukça
yerinde olur.
Dakikalar 28’i gösterdiğinde Beşiktaş bir duran topta rakibi karşısındaki “size”
üstünlüğünü kullanarak, maça dengeyi getirdi. Zaten gol dışında bu üstünlüğünü
rakibine hissettirebildiğine hiç şahit olmadık. Golü atan Cenk Tosun, takımının tek
golünü kaydetmiş olmasına rağmen bence eleştirilecek bir oyun sergiledi. Özellikle
sağ kanatta oynadığında tamamen iyi niyetli biçimde savunma yardımına geliyor
ama tehlike bölgelerindeki top kayıpları ve yaptığı kritik fauller, savunmanın başına
iş açıyor.
Maçta son yarım saate girilirken, Galatasaray skor üstünlüğünü bir kez daha
eline geçirdi ki, şahsi fikrim bu gol maçın en kritik anıydı. Hem oluş, hem de etkileri
bakımından bunu belirtme ihtiyacı hissediyorum. Henüz maçın bitimine yarım saat
varken, bir hızlı akında üç Galatasaray oyuncusu toplu – topsuz olarak ve
paslaşarak neredeyse hiç rahatsız edilmeden 60 metre mesafe kat ettiler. Josef
polis eskortu gibi. Salih kayıplarda. Gedson nereye yetişeceğini bilemez vaziyette.
İşte bu durum yukarıda ön libero ihtiyacına binaen yaptığımız tespiti doğruladığı gibi
Beşiktaş’ın bir takım taktiksel sancılar yaşamakta olduğunu da gösteriyor. Valerien
Ismael sonrası Şenol Güneş’in işaret ettiği istikamet henüz oyuncu grubu tarafından
anlaşılabilmiş değil. Çorba olan bu düzeni Güneş’in düzeltebilmesi için bir an evvel
takımı Dünya Kupası arasına atması şart.
Galatasaray’ı 2-1 öne geçiren golden sonra Şenol Güneş, geçmişte Daum’un
yaptıklarına benzer bir hamle ile adeta çılgınlığa soyundu. İleri uçta Weghorst ile
Cenk’in, kanatlarda ise Redmond ve Muleka’nın olduğu 4-4-2. Yaşı yeten
futbolseverler hatırlayacaktır. Daum da benzer çılgın hamleler yapar, netice alırsa
ertesi gün gazetelerde “Dahi Daum” manşetleri atılırdı. O günlerden bugünlere
köprünün altından çok sular geçti. Üstelik Beşiktaş’ın sıkıntısı orta alan iken, siyah-

beyazlılar o bölgede nicelik olarak da eksildiler. Sonuç? Neredeyse her atağında
tehlike yaratan Galatasaray, gözleri bağlı boksör gibi boşa çabalayan Beşiktaş.
Bugün sarı-kırmızılılar maçı 2-1 kazandılar. Direkten dönen iki topları, Mert
Günok’un üstün performansıyla önlediği en az 3 net pozisyonları var. Beşiktaş
adına aynı netlikte ve sayıda pozisyon sayamıyoruz. Demek ki, Şenol Güneş’in
yapması gereken çok iş var. Son bir haftada Masuaku, Rosier, Umut Meraş’ın
yaşadığı adale sakatlıkları bile incelenmeye muhtaç.
Galatasaray adına maçın adamı hiç şüphesiz Icardi idi. Tecrübeli santrfor, eski
günlerinden bir kesit sunarak, takımının galibiyetinde büyük pay sahibi oldu. Yaş
ortalaması yüksek bir kadro olan Galatasaray kadrosu, vitrin maçlarda tecrübeli
yıldızlarının bu türden performanslarıyla epey etki yaratacaktır. Peki şampiyonluk?
İşin orası yüz metre koşusundan çok bir maraton performansı istiyor. Okan Buruk
bu kadrodan bir maraton performansı çıkartabilecek mi açıkçası bu sorunun cevabı
kendisinin teknik adamlık kariyerini şekillendirecek kadar önemli.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir